Merhaba...
Uzun bir aradan sonra hala burada olanlara merhaba.
Bölümleri kaldırdım, evet. Defalarca yazdım, defalarca paylaştım, defalarca kaldırdım. Yazmaktan vazgeçmedim, Petunya'dan vazgeçmedim. Yazmaya devam edeceğim, Petunya'ya devam edeceğim. Öylesine yazılmış bir şeyler olmasın diye çok düşündüm, kafa patlattım. Kurgusu üzerine düşündüm, yazdıklarım üzerine düşündüm. Birçok şey için çok düşündüm. Aslı'yı ve Tunay'ı, Efkan'ı, Alya'yı...
Ah o kafasında binlerce tilki dönen Alya'yı.
Detaylı bir kurgu oluşturmaya çalıştım, elimden geldiğince. Daha önce neden içime sinmediğini düşündüm, neden kaldırmak zorunda hissettiğimi düşündüm.
Sanırım temeli hiçbir zaman istediğim sağlamlığa ulaşamamıştı ve çok acele etmiştim kafamdakileri dökmek için. Temel hiçbir zaman istediğim kadar sağlam olmadığı için de bir yerden sonra yıkıldı sanırım. Her şey yıkıldı. Ya anlatım dilim yeterli gelmiyordu, ya kurgu. Bir şeyler hep eksik kalıyordu işte.
Siz özlediniz mi bilmiyorum ama ben yazmaya devam ederken bile çok özledim Petunya'yı. Söylemeliyim ki devam edeceğim evet ama yavaş yavaş, sindire sindire devam edeceğim.
İlk bölümü biraz daha toparladıktan sonra paylaşacağım, umarım en az benim beğendiğim kadar sizde beğenirsiniz.
Diğer tüm yazdıklarımı unutun demiyorum ama bu kez yeni bir hikayeye başlıyormuş gibi başlayın.
Hala burada olanlar lütfen kendilerini belli etsinler... Şuan buna çok ihtiyacım var. Hepinizi çok özledim...