27. Bölüm "Gitmemek"

2.7K 243 606
                                    


"Her şeyi sorgulamak zorunda mısın sen?"

Yine şu umursamaz tavrını takınmıştı.

"Güvenmiyorsan neden yanındayım?" sakinliğim yerini sinire bırakıyordu, Tunay'ın yanında beş dakika durup sakin kalmak imkansızdı zaten.

"Seviyorum" dedi "Ondan"

***

Kalbim eskimiş ve bozulmak üzere olan bir araba motoru gibi tekledi. Seviyorum kelimesinin dudaklarından dökülmesi... Sanki bir sürü kar tanesi tenimi bir elbise gibi örtüyordu da bedenimi soğuk kaplıyordu. Ama öyle temiz öyle güzel bir histi ki o soğuk üşümem için yeterli değildi. Sadece güzel bir his uyandırıyordu tenimde. Tunay 'Seviyorum' dediğinde kalbimde hissediyordum işte bunu.

"Anlamadım" diye fısıldadım ve sesimin biraz daha yüksek çıkması için boğazımı temizledim "Neyi seviyorsun?"

"Senin kafanı karıştırmayı" dedi umursamadan telefonuyla ilgilenirken.

Yine aptal gibi minicik bir kelimeyi milyon tane cümlenin içine koymuş ve milyon tane anlam çıkarmıştım o minicik kelimeden. Daha da aptal gibi görünmemek için sakinleşene kadar konuşmamaya karar verdim. Beş dakika tekli koltukta oturup kafamdaki dağınık düşünceleri toplayacaktım sonra da mantıklı bir şekilde konuşacaktım.

Çantamı koltuğun kenarına bıraktıktan sonra üzerimdeki montu çıkardım, içerisi o kadar sıcaktı ki biraz daha montla kalırsam yumurta gibi pişecektim.

Birkaç dakika öylece oturup tam karşımdaki duvara asılmış saatin tik tak seslerini dinledim, akrep ve yelkovanın birbirlerini kovalamasını izledim. Zamanı öldürdüm işte.

Anlamsız geçen birkaç dakikanın ardından artık bir şeyler söylemem gerektiğini düşündüm ama hala ne söyleyeceğimi bilmiyordum. 

"Alya bana küçük oyununuzdan bahsetti" dedi hiç beklemediğim bir anda.

"Ne oyunu?" diye sordum tedirgin olarak, aslında ne oyunu olduğunu gayet iyi biliyordum ama Alya'nın bu oyundan bahsetmesi saçmaydı. Sonuçta bu onun zararınaydı.

"Benimle olman için seni zorladığını biliyorum, seni rezil etmek istediğinden de haberim var Aslı. İkimiz de bildiğimize göre artık doğruları konuşalım, ne dersin?"

Aslında pek bana soruyor gibi değildi, daha çok 'konuşacağız, haberin olsun' der gibiydi.

"Neyi konuşmak istiyorsun?" diye sordum.

"Bilmem" dedi "Belki sen bir yerden başlamak istersin"

Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Bir yerden başlamak istemiyorum, ne konuşmak istiyorsan onu konuşalım"

Saçma sapan bir şey söyleyip iyice batırmak istemiyorum sadece.

"Tamam o halde. Neden benimle sadece Alya'nın tehdidi yüzünden sevgili olduğunu itiraf et mesela ya da o istediği için benden ayrıldığını"

Birkaç saniye sessiz kalıp gözlerine baktım, hala soğuk olan ve soğukluğu canıma batan gözlerine.

"O tehdit ettiği için seninle çıktım ama ayrılma nedenim o değildi Tunay, bunu söylemedi mi yoksa?"

Yüzündeki çarpık gülümsemeyle yandan bir bakış attı.

Yüzündeki çarpık gülümsemeyle yandan bir bakış attı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alone (M6)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin