6. Bölüm "Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman"

2.7K 213 141
                                    

Bölümün başı Aslı'nın ağzından anlatılıyor, buraya bıraktığım şiiri mutlaka dinleyin. Keyifli okumalar.

6. Bölüm "Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman"


Hani herkesin hayatında bir dönüm noktası vardır ya; kimisi için geçirdiği kazadır bu dönüm noktası, kimisi için değer verdiği birinin ölümüdür, kimisi için yeni bir hayata attığı adımdır, kimisi için de  hayatının yönünü değiştirecek olaylar yaşamasıdır işte. Benim için ise Tunay ile tanışmaktı bu dönüm noktası.

Aslı, Tunay ile tanışmadan önce rüzgârda savrulan bir yapraktı. Tunay, siyah-beyaz-gri üçlemesinden oluşan hayatına gökkuşağı gibi renk katmıştı.

Abisi dışında bir erkek ilk defa onun için bir şeylerden vazgeçmiş, ilk defa onun için kavga etmişti. İlk defa onu düşünmüştü, ilk defa onu korumuştu. Hoş! Onu korumasına, onun için kavga etmesine, onu düşünmesine, onun için bir şeylerden vazgeçmesine gerek yoktu. Aslı kendini koruyabilirdi, savunabilirdi ama mesele o değildi. İlk defa biri Aslı'yı uğruna savaşmaya değer görmüştü, mesele buydu. Yaşadığı tüm ilk defalar neredeyse ona aitti. Hiçbir zaman yalnız hissetmesine izin vermemişti, Aslı'yı hiç yalnız bırakmamıştı. Hiçbir zaman onun zarar görmesine izin vermemişti, küçük düşürülmesine izin vermemişti. Aslı ise ona hayatından çıkarak teşekkür etmişti.

Şimdi neden Aslı'nın hayatına girmişti, tekrar? Aslı'nın ona yaşattıklarımın bedelini mi ödetecekti yoksa? Ya da sadece tesadüf müydü? Her iki şekilde de ortada tek bir gerçek vardı, adam nişanlıydı. Alya ile.

Kadının tenime batıp, kalbine ulaşan bir iğne gibiydi bu gerçek. Ne onu öldürecek kadar derin yara açıyordu ne de yaşamasına, nefes almasına izin verecek kadar rahat bırakıyordu.

Sokağın köşesine ulaştığı kısacık süre zarfında bunların hepsi aklından geçmişti Aslı'nın. Eve kadar uzun bir yolu vardı, bu kısa zaman dilimine sığan düşüncelerden sonra o uzun yolda kim bilir neler gelecekti aklına. Kafasında beliren her düşünceyi kovmaya çalışırken geçmişe gitti, çok ama çok eskiye. Tunay ile tanıştığı o güne.

6 Yıl Önce:

Elimi ağacın kalın dallarından birine atıp dalın sağlam olduğuna emin olduktan sonra ayağımı da ağacın çıkıntısına yerleştirip ağaca tırmandım. Ihlamur ağacının dalları arasında taze ıhlamur kokusunu ciğerlerime çektim.

Önceden evimizin bahçesinde bir ıhlamur ağacımız vardı, abimle beraber o ağacın dallarına çıkar dertleşirdik. Ihlamur toplar kuruturduk beraber. Yine o ağaca karşı içerdik demlediğimiz ıhlamurları. Babam bizi terk ettiğinde, ben daha 8 yaşındaydım abim ise 12. Annemin ağladığını görürdüm sürekli, bir süre sonra neden ağladığını anlamıştım. Babam bizi terk etmişti. O ağaçta ağlamıştım ilk kez, abimin kollarında hüngür hüngür ağlamıştım.

Abim ilk sigarasını o ağaçta içmişti mesela, ilk aşkını bana anlatırken. Lise birdeydi, babam bizi terk ettikten üç sene sonraydı. Anlamamıştım o zamanlar aşkı, tatmamıştım. Şimdi de biri yoktu ama o zaman hiç basmamıştı kafam. Kızın onu nasıl aldattığını anlatmıştı ve milyon kez tembihlemişti "Sevmiyorsa oyalama abicim, sevmiyorum de. Kimsenin kalbiyle aşkıyla oynama" diye. İlk birasını o ağaçta içmişti yine, lise sondaydı. Mezuniyet gecesiydi. Mezuniyete beraber gittiği kızı anlatmıştı bana, tekrar nasıl aşka inandığını. Dünya üzerinde bir işlevi olduğuna inandığını söylemişti. "O beni sevince sanki babamın beni bir çöpmüşüm gibi terk etmesini unutuyorum be kızım" demişti bana.

Alone (M6)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin