Bölüme başlamadan önce birkaç teşekkür etmem gerektiğini düşündüm.
Vakit ayırıp, emek verip bu resmi çizen Eda'ya
Her gördüğümde beni gülümseten şu duvar yazısını yazan Efsun'a
Her bölümde yorumlarını görüp gülerek okuduğum tüm okurlarıma, geçen bölümün altında yaptıkları eleştiriler oldukça hoşuma giden angel-of-the-night ve sdrn25'e ve ilgiyle takip eden herkese teşekkür ederim
Bu bölümden sonraki bölüm yılbaşı temalı olacak ve bu bölüm kısa olduğu için 27. bölümü bir hafta sonra yayınlamaya çalışacağım.
Facebook grubu; BegümEkim/Wattpad
26. Bölüm
Küçük bavulumu açıp dolaba yerleştirdikten sonra kendimi odadaki yatağa attım, yol beni yormuştu. Yapacaklar listemi kafamda sıraya koyarken çift kişilik geniş yatağa alışmamayı ilk sıraya aldım ve yataktan kalkıp banyoya girim. Duş aldıktan sonra güzel bir uyku çekebilirdim sonra zaten akşam yemeğine inecektik.
Yılbaşı için küçük bir kaçamak yapmaya karar verip Uludağ'a gelmiştik, yol beni neredeyse öldürmüştü. Feci bir baş ağrısı ve halsizlikle boğuşuyordum şuan.
Kısa bir duşun ardından biraz kendime gelsem de saçlarımı kuruttuktan sonra pijamalarımı üzerime geçirdim ve rahat yatağa uzandım. Bir saat uyusam yetecekti, sadece baş ağrım geçmeliydi. Gözlerimi kapatırken hiçbir şeyi düşünmemeye çalıştım, başta iki oda ileride olan Tunay'ı.
Daha gözlerimi kapatmamın üzerinden birkaç dakika geçmeden odanın kapısı çalınca yorganı tekmeleyerek yataktan kalktım. Asla istediğim uykuyu almamam için herkes üst düzey bir çaba sarf ediyordu.
Kapıyı açtığımda Tunay hiçbir şey demeden içeri geçti. Bir süre arkasından baktıktan sonra kapıyı kapatıp peşinden gittim.
"İstanbul'a dönüyoruz" dedi bana dönüp.