İçeri girip kalacağım odaya sıvışmak isterken salonda beni bekleyen üçlüyle karşılaştım; Elif, Gökçe ve Ataberk üçlüsü.
"Günaydın" dedim ayakkabılarımı çıkarıp yanlarına ilerlerken.
"Gün sizin için aydı demek Aslı Hanım" dedi Ataberk. Tavır aldığı belli oluyordu sesinden.
"Dün gece Seçkin geldi, Tunay'la beraber gelmişler hatta" Gökçe beni adım adım sorguya çekerken Seçkin'in ağaç evde olduğumu bilmesinin nedenini anlamış oldum.
"Buraya mı geldi?" diye sordum soğukkanlılıkla.
"Evet" dedi Ataberk ayağa kalkarken "Ve Tunay'dan neden ayrıldığını öğrendik Aslı"
İşte bunu beklemiyordum. Ataberk karşıma geçti ve gözlerime baktı dikkatle.
Başımdan aşağı kaynar sular döküldü resmen.
"Ben senin dostundum, bana anlatabilirdin. Gökçe ve Elif vardı, onlara anlatabilirdin. Şimdi mutlu musun?!"
Bana kızgın ve kırgın olduğunu biliyordum, sadece Tunay'dan değil ondan da ayrılmıştım çünkü.
"Kimseye anlatamazdım! Söz verdim ben Ataberk! Ve mutluyum, Tunay iyi olduğu için mutluyum! Tek bir gün bile pişman olmadım, olmayacağım!"
Beni kollarının arasına alıp sıkı sıkı sardı; ben sakinleşene kadar, o sakinleşene kadar.
***
Tekrar belime kadar uzanmış saçlarıma baktım boy aynasında, kesilmeden önceki haline gelmişti saçlarım.
Ayrılık konusu benim isteğim üzerine kapandıktan sonra bu akşam bir şeyler yapma konusu açılmıştı, tabii ki Ataberk biz daha ağzımızı açmadan plan yapmıştı.
Direk bara gidiyoruz demişti, kesin ve net. Gökçe ile aralarında anlam veremediğim bir şeyler vardı, belki sarhoş olurlarsa sorunun ne olduğunu da öğrenebilirim.
Bir saate hazırlanıp Ataberk'in seçtiği bara geldik, içeride beni bekleyen sürprizden haberim olana kadar her şey iyiydi aslında.
Seçkin bizim oturacağımız masada bizi bekliyordu.
"Bu ne şimdi?" diye tısladım Ataberk'in koluna girip onu kendime çekerek.
"Seninle konuşması gerektiğini söyledi, bende ona yardımcı oluyorum. Şimdi gidip onunla konuşuyorsun ve şu saçma küslük daha fazla uzamıyor"
Beni önüne alıp masaya iterken durup ona döndüm.
"Beni bırakıp gitti" diye söylendim.
"Sende Tunay'ı bırakıp gittin, bir nedenin vardı. Onunda bir nedeni vardır, sadece aptallık etmeyi bırak ve kulaklarını açıp dinle"
Suratıma çarpılan gerçeğin etkisini üzerimden atamamışken Ataberk beni masaya doğru çevirdi ve sürüklemeye devam etti.
Belki bir nedeni vardı, belki yoktu. Sorun benim hazır olmamamdı , onun yapacağı açıklamaya hazır hissetmiyordum kendimi. Onu karşımda görünce gidip denize atlamak ve boğulmak istiyordum. Bana ne kadar beceriksiz olduğumu hatırlatıyordu, öyle beceriksizdim ki kimseyi yanımda tutmayı beceremiyordum. Herkes benden kaçıyordu, Seçkin bile kaçmıştı benden.
"Teşekkür ederim" dedi Seçkin, Ataberk'e sonra bana döndü ve içten bir şekilde gülümsedi "Sana da teşekkür ederim, geldiğin için"
Soğuk bakışlarımı suratında gezdirdim "Senin geleceğinden haberim yoktu"