Bu baştan sona bölüm ilahi bakış açısı ile yazıldı, kafanız karışmasın.
Bölüm sonunda vereceğim şartları yerine getiren çekilişle belirlediğim birkaç kişinin hikayesini okuyup eleştireceğim ve beğenirsem tevsiye edeceğim. Lütfen alınmayacak, kırılmayacak olanlar bu çekilişe katılsın.
***
Tunay yenebilecek kadar soğuyan keki dilimlerken Aslı hemen dibinde kahve yapıyordu.
"Sabah döneceğiz" dedi Tunay, bundan pek de memnun değildi.
Aslı sıcak suyu kahve kupasına boşaltırken gülümseyerek Tunay'a baktı.
"O zaman bunu konuşmak yerine daha güzel şeyler konuşalım"
"Gördüğüm en güzel şey sensin" dedi Tunay ve elindeki bıçağı bırakıp Aslı'nın arkasına geçip kıza sarıldı, kulağına doğru fısıldadı.
"Bir kızımız olana kadar"
Aslı kilitlenip kalırken Tunay bunu neden söylediğini bilmiyordu, sahi neden tek düşündüğü şey Aslı ve Aslı ile kurduğu aileydi? Gözünde canlanan bir sürü sahne vardı, aynı oyuncular farklı sahneler... Mesela iki kızı olsun istiyordu. İkisinin de Aslı'ya benzemesini istiyordu. Bir tane Aslı ona yetmiyordu sanki. Yine de istiyordu işte.
Aslı ise resmen dondu kaldı. Tunay'ın böyle şeyler hayal ettiğini bilmiyordu, tahmin etmiyordu. Bir aile hayali vardı ve o ailede Aslı vardı. İçinde bir şeyler hareketlendi, sanki bir ton kelebek midesindeydi.
Elindeki kaynar su dolu demliği ocağa geri bıraktı ve yavaşça arkasını döndü.
Aslı konuyu değiştirmek için "Şekerli mi şekersiz mi?" diye sorduğunda Tunay tek kaşını kaldırıp "Ciddi misin?" diye cevap verdi. Her sabah kahvesini yapan kişinin bunu sorması saçmaydı, Aslı'nın bu konudan rahatsız olduğunu anlamıştı Tunay.
Geri çekildi ve kek dilimlerini iki tabağa koyup yanlarına birer çatal ekledi ve tabakları alıp salona ilerledi.
Aslı derin bir nefes alırken bu kadar saçma bir şekilde afalladığı için kendine birkaç küfür etti. Daha mantıklı bir şey bulması gerekirdi! Tunay ona yakınken hele hele onun elleri belindeyken pek mantıklı düşünemese de bulması gerekirdi.
Kahveleri alıp Tunay'ın peşinden salona girdi ve yanına oturdu.
Tunay kumandayı eline alırken "İzlediğimiz ilk filmi hatırlıyor musun?" diye sordu.
Aslı gülümserken "Evet" dedi "Hatırlıyorum"
Ekranda Alacakaranlık filmi belirirken Aslı'nın gülümsemesi kahkahaya dönüştü.
"Tekrar mı izleyeceğiz" diye sordu Aslı, meraklı gözlerle sevdiği adama bakıyordu.
"Evet" dedi Tunay "Tekrar izleyeceğiz"
Tunay filmi başlatıp kıza doğru kaydı koltukta.
"Bu sefer seni kollarımın arasına alacağım" dedi kızı söylediği gibi kollarının arasına alırken.
Filmi ilk sinemada izlemişlerdi ve Tunay utangaçlığından kızın elini bile tutmamıştı.
Filmin son sahnesine kadar birbirlerine sarıldılar. Keki yediler, kahveyi içtiler, geçmişi hatırladırlar, geçen zamana üzüldüler... Bir sürü şey yaptılar ama eskisi gibi olamadılar. Geçmişteki o aşık deli dolu çocuksu çift olamadılar. Zaman onlardan birçok şey almıştı. Masumluk, toyluk, o heyecan duygusu, utanma duygusu... İlk izlediklerinde Tunay kızın elini tutmaya bile heyecanlanmıştı, utanmıştı. Şimdi ikisi de olgunluğa erişmişlerdi ve artık bunlar... Eskisi gibi hissettirmiyordu.