66.BÖLÜM

8 2 0
                                    

Abdullah yolda Yiğit ile dalga geçiyordu.

"İyİ dErSlEr UfAkLıK"
"Abdu"
"SaĞoL aBi"

Yiğit ani fren yapınca Abdullah kafasını cama çarptı.

"Oh olsun"
"Sağol ya sayende kafam kırıldı"
"Geber Abdum geber"

Abdullah Yiğit'e dil çıkardı ve yolu izlemeye başladı.

"Çocuk gibisin Abdu"
"Sensin çocuk, ben büyüğüm bi kere"

Yiğit güldü ve aynadan Abdullah baktı. Abdullah tıpkı küçük bir çocuk gibi tripli bir şekilde yolu izliyordu.

"Şeker ister misin Abdum?"
"Olur-- dalga geçeceksin dimi"
"Yok ne alaka"
"O zaman olur"

Yiğit gülmeye başladı ve Abdullah'a şeker verdi.

"Al bakalım küçüğüm"
"Sensin küçük"
"Tamam benim küçük"

Abdullah Yiğit'e yine dil çıkardı o sırada da Ramazan arıyordu.

"Efendim gülüm?"
"Nerdesin abi?"
"Yoldayım gülüm küçük Abdu ile geliyorum"

Abdullah aniden bağırdı.

"Sensin küçük be, hem Ramazan benden daha küçük ağlasın"

Ramazan ekran başında gülmeye başladı.

"Neyse abi Abdullah yine triplenmiş siz gelin biz evdeyiz"
"Tamamdır gülüm"

Yiğit telefonu kapadı ve gülmeye başladı.

"Ramazan ne zamandan beridir senden küçük?"
"Küçük işte"
"Bide rütbe olarak düşün"
"Hani senin için iş hayatı ve özel hayat farklıydı"
"Öyle ama benim için, sizin için değilki minnak Abdum"
"Sensin minnak"
"Tamam"

Yiğit yine gülmeye başladı ve yolu daha hızlı gitmeye başladı ama yolun yarısında aniden durdu. Okul zili çalıyordu.

"Noldu abi?"
"Kaan!? Okul zilinin sesi buraya kadar geliyor, Kaan dayanamaz"

Yiğit hemen geri döndü ve son hız okula doğru gitti. Okula vardığımda hemen arabadan indi ama Kaan zaten okulun dış duvarında çökmüş kulaklarını kapatmış ağlıyordu. Yiğit hemen Kaan'ın yanına çöktü ve ona sarıldı.

"Abdullah sustur şu zili!"
"Hemen abi"

Abdullah hemen okula girdi ve müdür ile konuşup zili kapattı. Zil sesi kesilince Kaan güçsüzleşti ve Yiğit'e doğru bayılacak gibi baktı.

"Ufaklık iyi misin?"
"G-Gi-idelim"

Kaan daha fazla halsizleşince Yiğit onu kucakladı ve hemen arabaya bindi. Abdullah da bindi ve arabayı sürmeye başladı.

"Dayan ufaklık dayan"

Abdullah Ecrin'i aradı.

"Efendim Abdullah abi?"
"Ecrin, Kaan yüksek sesten dolayı kötüleşti nasıl sakinleştircez?"
"Ha yine mi? Öp"
"Ne?"
"Öp işte"
"Neresinden?"
"Götu-- dudağından abi dudağından"

Yiğit hiç beklemeden Ecrin'in dediğini yaptı. Kaan sakinleşmeye başlamıştı, göz yaşları durmuştu ancak hala halsizdi.

"Kaan iyi misin ufaklık?"
"A-Abi"
"Söyle ufaklık söyle"

Kaan sakinleşince önce Abdullah'a sonra Yiğit'e baktı.

"A-Afedersin"
"Neden?"
"Meraklandırdığım için"
"Sorun değil, iyisin dimi?"
"Hı hı"
"Çok şükür"

Yiğit Kaan'a kocaman gülümsedi ve ona sarıldı.

"Korkuttun beni ufaklık"

Yiğit Kaan'ın ellerini tuttu.

Komutan Ve İlk Aşkı | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin