"y-yenge"
"Yiğit komutanı napıyorsunuz burda?"
"Askerimin boynuna yara çıkmış da ona bakıyordum"
"Ay çok geçmiş olsun yara kremi falan getireyim mi?"
"Gerek yok ben sürdüm. Yemek hazır mı?"
"Evet bende tam yemek için çağıracaktım"
"Tamam geliyoruz"Yiğit çok rahat konuşmuştu. Bahar gerçekten inanmıştı ve içeriye gitmişti.
"İnandı mi?"
"He ya saf bu kız"
"Güzel"Yiğit Hakan'ın gözlerine baktı sonra son bir öpücük kondurdu.
"Hadi yemeğe gidelim"
"Ama ben tokum"
"Olsun bir iki kaşık yersin şimdi anam üzülür yemezsen"
"Tamam"Yiğit içeriye geçti Hakan derin bir nefes alıp o da içeriye geçti. Herkes mutfaktaydı. Yiğit telefonunu alıp mutfağa gitti kendi yerine oturup telefonu masanın üstüne koydu sonra Hakan geldi ve Yiğit'in yanına oturdu. Yemek yerken telefona çok bildirim geldi en son biri aradığında Yiğit telefonu masadan alıp kapadı ve masaya geri koydu.
"Kim rahatsız ediyor komutanım?"
Hakan'ın kıskanç bakışları ve sesi Yiğit'in dikkatini çekmişti evet kıskanması onun hoşuna gitse de şuan yemekteler ve kalabalıklar yani zamanı değil.
"Boşver aslanım bir kaç gereksiz"
"Öyle mi komutanım? İsterseniz hallederim"
"Yok sağol aslanım"Yiğit Hakan'ın elini tutuyordu ki Hakan elini ondan uzaklaştırdı ve tabağına odaklandı. Yiğit Hakan'ın bu tavrına şaşırmadı kıskanç işte ne yapacan.. bir kaç dakika sonea Hakan'ın telefonu çalmaya başladı. Hakan hemen açtı ve masadan kalktı balkona gitti. Yiğit hiç birşey demedi ama Hakan geri döndüğünde suratı asıktı. Yiğit şüphelenmeye başladı ve Hakan'a ne oldu dermiş gibi baktı.
"Yok bişey komutanım"
"Suratın sirke satıyor"
"Ya bi arkadaş hastalanmış da"
"Ha geçmiş olsun"
"Sağolun komutanım"Hakan yerine oturdu ama Yiğit bir gariplik olduğunu sezdi çünkü Hakan fazla üzgündü.
"Aslanım kalk bakalım bizim generalin yanına gitmemiz lazım"
"Emredersiniz komutanım"
"Hepinize afiyet olsun"
"Oğlum ne zaman dönersin?"
"Erken dönerim ana merak etme"
"Tamam oğluşum hadi Allah'a emanet ol"Yiğit ve Hakan dışarıya çıktı arabaya bindiler. Hakan tek kelime etmedi Yiğit arabayı sürmeye başladı yavaşça Hakan'ın elini tuttu ve öptü.
"Sorun ne?"
"K-Komutanım yok bişey"Yiğit'in cebinde bir yüzük kutusu vardı. Büyük ihtimalle Hakan'a sonsuza dek bağlanmak istiyrodu. Sahile vardıklarında arabadan indiler etrafta kimse yoktu tabi Yiğit'in gördüğü kadarıyla kimse yoktu. Yiğit'in biraz uzağında Ramazan ve Bahar vardı. Hakan tek kelime etmedi Yiğit tek dizinin üzerine çöktü ve yüzüğü çıkardı.
"Benimle evlenir misin Hakanım?"
Hakan şok olmuştu bunu beklemiyrodu. Bir kaç saniye Yiğit'e baktı sonra gözleri dolmaya başladı eli hala Yiğit'in elindeydi.
"K-Komutanım b-ben ayrılmak istiyorum"
Yiğit'in gülümsemesi aniden silindi Hakan Yiğit'in gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladı.
"Ben hayır ben sizi sevmiyorum yani bir komutandan öte sevmiyorum sadece.. sadece üzgünsünüz diye sizinle çıktım bu kadar ciddi düşünmüyorum."
Hakan konuşmasını bitirince Yiğit'in elinden elini çekti. Ve arkasına bakmadan gitti. Yiğit donmuştu Hakan'ın gitti yöne bakakalmıştı. Bir kaç saniye sonra Yiğit'in göz yaşları akmaya başladı. Yiğit göz yaşlarını hemen sildi. Hızlıca ayağa kalktı denize doğru uzun uzun baktı. Elindeki yüzük kutusunu o anki sinirle denize fırlattı. Sonra kendisi de yere yığıldı Ramazan gitmek istedi ama Bahar onu durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutan Ve İlk Aşkı | Yarı Texting
RomanceGözü kara bir komutanın aşk ile imtihanı Komutanın aynı ay içerisinde yaşadığı kayıplar (Yavşak komutan aishsishhs)