Sabahın ilk ışıkları ile birlikte Gümüş Krallık'ın tüm ordusu şehir meydanında toplanır. Kahramanlarımız, Gümüş Kral, büyücüler ve Kral Alex, orduyu harekete geçirmek için savaş konuşması yapmak üzere şehir meydanına gelirler. Gümüş Kral kürsüye çıkar ve tüm ordusuna seslenir.
"Dostlarım, komutanlarım, askerlerim, bu savaş bizim için yok olma ya da hayatta kalma savaşıdır. Birçoğunuz belki sevdiklerinizi bir daha göremeyeceksiniz, ama esaret altında ölmektense kahramanca savaşıp bir sonraki nesile güzellikler bırakmak ve adınızı nesilden nesile anlatmak için gün bugündür."
Bütün ordu hep birlikte "Yaşasın kral! Yaşasın Kral!" diye nara atarlar.
Kral Alex kürsüye çıkıp söz alır
"Ordular, önden atlı süvari askerler yol alacak, onların peşinden yaya kılıç askerleri savaş erzakları ile birlikte onları takip edecek. Onların peşinden okçular, çöl muhafızları, yakın dövüşçüler, mızraklılar ve zırhlılar topraklarımızın sınırına kadar bu gidişat düzeni bozulmayacak. Bizden talimat gelmeden hiçbir general kendi birliğini yönlendirmeyecek. Birliklerin başında prensleriniz ve Prenses Rose size öncülük edecek."
Kahramanlarımız duyduklarına inanamazlar, şaşkınlık içinde birbirlerine bakarak, Alex amcalarının neden böyle konuştuğuna anlam veremezler.
Ordular, söylenilen sıra doğrultusunda hareket etmeye başlar. Ordunun uğultusu erklerin ayak sesleri savaşın kötü yüzünü içten içe haykırmaktadır.
Gümüş Kral,
"Hemen toplanalım ve durumu değerlendirelim."
Kral Alex,
"Hepiniz burada iken yapılacakları, ordunun aldığı konumu, savaş planını konuşalım. Benim söyleyeceklerimin dışında fikri olan varsa söylesin.
Dostlarım, biz ordumuz içindeki generaller dâhil olmak üzere hiç kimseye güvenemeyiz. Üç ayrı plan tertip ettim. Onlar yapacağımız birinci planı bilecekler, fakat biz farklı bir savaş planı ile Sidon Krallığı ile savaşacağız. Üçüncü planı ise Sidon Krallığı'nın içerisinde bize sadakat gösteren askerler yapacak."
Gümüş Kral,
"Tamam, ama bizim bu savaş planlarından haberimiz yok, bizi de aydınlatmanız gerekmez miydi?" deyince,
Kral Alex,
"Kralım dedim ya, ben savaş planları yaparken kimse ile paylaşmam. Bu en yakın generalim bile olsa ihanete açık bir konudur. Nitekim benim başıma ne geldiyse insanlara güvenip sonra ihanete uğrayışımdan geldi. Şimdi ordumuzu kendi topraklarımızın sınırına kadar süreceğiz. Orada tüm orduyu birleştirip savaşa başlayacağız. Bu generallerin ve ordunun bildikleri, fakat biz Sidon Krallığı'nın güneyine, onların yürüyüş koridoruna beş yüz okçu askeri yerleştirip ordunun süvari askerlerini dağıtacağız."
Gümüş Kral,
"Sidon Krallığı'nın orduları bizim ordumuzun neredeyse iki katı, meydan savaşına kalkacak bir ordumuz ve gücümüz zaten yok. Bu durumda bu orduyu yenebilmek için Sidon Krallığı'nda size itaat eden askerlere güvenmekten başka şansımız yok." diye cevap verir.
Kral Alex,
"Kesinlikle öyle. Onlar da bizim ordumuza katıldıklarında Sidon Kalesi'nin önüne tüm ordumuz ile gelip büyük bir meydan savaşı verdikten sonra hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum."
Steve,
"Krallarım, ikiniz de burada iken önce bize tüm ordunun karşısında prens ve prenses unvanını neden kullandığınızı öğrenmek istiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 DİYAR: KRALLIK SAVAŞLARI (Tamamlandı)
FantasyOnlarda herkes gibi sıradan insanlardı. Annelerin ve babalarının ani ölümü sonrasında beşkardeş yalnız kalır. Hiç görmedikleri, adını bile duymadıkları amcaları Alex Taylor'u tanıyınca hayatlarını altüst ederler. Bir zaman tünelinden sırlarla dolu f...