Kral Alex, yanındaki Büyücü Abaris'e dönerek,
"Burada neler oluyor? Hemen anlatmanı istiyorum."
"Elam Krallığı'nda bulunan büyücü ve cadılar, mezarlardan topladıkları kötü ruhlu iblisleri krallık ordularının üzerine salmak üzereydiler. Ben de doğruluk ve adalet için savaşanların ruhlarını onların üzerine gönderdim. Hani o kulakları tıkatan, askerlerinizi korkutan gök gürültüsü var ya, işte onlar iyi ruhların öfkeleriydi. Çok ama çok sinirliydiler ve tüm iblis ruhları dağıttılar."
Kral Alex,
"Şimdi ne olacak peki?" diye sorar.
"Bilmiyorum kralım, bunların duracaklarına ihtimal vermiyorum."
Elam Sarayı'nın en yüksek yerinde büyücüler ve cadılar el ele tutuşarak güçlerini birleştirip büyü yapmaya devam ediyorlardır. Orduların üzerinde uçan kuşların beş katı büyüklüğünde devasa kuşlar birden ortaya çıkar. Büyük bir kara bulut gibi krallık ordularının üzerine gelirler. Büyücü Abaris bu durumu hemen fark eder. Belindeki gümüş kutuyu çıkarıp, Büyücü Simon Magus'u yanına çağırarak ona bakarak konuşmaya başlar.
"Simon Magus, kutunun kapağını aç, içerisindeki kumları avuçlarımın üzerine dök."
Büyücü Simon Magus, Büyücü Abaris'in söylediklerini eksiksiz yerine getirir. Kumları Büyücü Abaris'in avuçlarına döker. Avuçlarındaki kumları birbirine vuran Büyücü Abaris, iki elini avuçları yukarıya gelecek şekilde kaldırdır. O da Büyücü Simon Magus gibi büyülü sözler söylemeye başlar. Avuçlarının içindeki kumlar gökyüzüne savrulmaya başlar. Ardından kumların, kuyrukları sivri, uzun ve adeta kamçıya benzeyen düşman ordusu kuşlarının iki katı büyüklüğünde kuşlara dönüştüğünü görenler şaşkınlıktan ağızları açık dona kalırlar. Kuşlar Elam Krallığı'nın iblis büyücüleri tarafından gönderilen kuşların üzerine hızla saldırmaya başlarlar. Gökyüzünde de adeta yerdeki gibi kıyasıya bir savaş vardır. Büyücü Abaris'in gönderdiği kuşlar, iblis büyücülerinin kuşlarını havada parçalıyorlardır. Krallık ordularının üzerine gökten kan yağmaya başlamıştır.
Kral Artagon, Büyücü Zazimos'a dönerek,
"Şimdi iyiler mi, yoksa kötüler mi kazanıyor, hiçbir şey yapmadan bakıyorsun, bari buna cevap ver." der.
Büyücü Zazimos,
"İyiler kazanıyor kralım, ama bunu nasıl yapıyorlar hiçbir fikrim yok."
Bu sırada Dış Krallık'ın Büyücüsü Apsetus Elam ordularına seslenerek,
"Gidin, ölün ve öldürün. Yaşamak için değil, ölmek için savaşın!" diyerek saldırı emri verir.
Tüm Elam Krallığı'nın ordusu, krallık ordularının üzerine doğru hücum etmeye başlar. Artık savaş başlamıştır. Elam ordularının yarısı krallık ordularının üzerine saldırır. Kral Artagon öndeki askerlerine bağırarak,
"Kalkandan bir duvar oluşturun ve yerinize çakılın, hiçbir düşman askerini arkaya bırakmayın." diye emir verir.
Orta mevziideki okçulara,
"Yaylarınızı gerin ve emrimi bekleyin." der.
Kraliçe Rose kendi ordusuna dönerek,
"Siz de aynı düzeni alın, aynı anda hareket edeceğiz. Kimse yanlış bir şey yapmasın. Dikkatli olun ve emirleri aynen uygulayın." diye emir verir.
Cephenin diğer yanındaki Med İmparatorluğu prensesi Agnes, ordusunun okçularına öne çıkma emri verir. Ve ardından bağırarak,
"Cephede kılıç ile savaşacaklar, Kral Artagon'un ordusunun yanında savaşacaktır. Okçular gelen düşmanı dağıtabildiği kadar dağıtsın. Düşman iyice yaklaşınca aradan çekilsin ve yamaçtaki kayalıklardan düşmanı oklamaya devam etsinler." diye emir verir.
Krallık orduları, düşman ordusunun üzerlerine gelmesini bekler. Öte yandan Kral Fastlano, Kral Alex'e,
"Ordu saldırıya geçti, biz de hareket edelim, neden bekliyoruz?" diye sorar.
Kral Alex,
"Şimdi olmaz, Elam Krallığı ikinci ordusunu harekete geçirdikten sonra saldıracağız. Şimdi hamle yaparsak belki zafer kazanırız ama çok zayiat veririz. Bu daha fazla askerimizin canına mal olur. Sabırlı olmalısın Kral Fastlano, benim savaş tecrübeme güvenmelisin."
Elam orduları menzilin içindedir artık. Krallıklar ordusunun alt cephesini Kral Artagon yönetiyordur. Tüm askere seslenerek,
"Okçular, fırlatın ardından tekrar nişan alın ve fırlatın." emirleriyle Elam Krallığı'nın ordusunu ok yağmuruna tutar. Fakat düşman askeri hız kesmeden kalan askerleriyle ilerlemeye devam ediyor, krallık ordularına tam ortadan yaklaşıyordur.
Orman Krallığı'nın prensi Arman, ordusunu ikiye ayırmış, ilerleyen Elam Krallığı ordusunun iki kanadından da saldırmıştır. Bu saldırıyı beklemeyen Elam Krallığı ordusu şaşkınlık sebebiyle afallamış, ayrıca hızları da kesilmiştir. Öne çıkan ilk ordu artık geri dönemez. Umulmadık bir şekilde Med İmparatorluğu askerleri Prenses Agnes'in emriyle öne çıkmış ve Elam Krallığı askerleri ile savaşmaya başlamıştır. Alınan kararlar yapılan savaş planları an be an değişiyordur. Med İmparatorluğu orduları ve Orman Krallığı askerleri kıyasıya savaşıyorlardır. Bu duruma Kraliçe Rose daha fazla dayanamaz. Ordusunun yarısı ile sıcak savaşın içerisine dâhil olur. Sıcak savaşın tansiyonu öylesine artmıştır ki kan yağmuru sonrası ıslanan kızıl toprak, oluk oluk akan kanlarla adeta kan gölüne dönmüştür. Büyücü Apsetus ordunun geri kalanını da ileriye sürme emrini verir. Elam Krallığı'nın kalan ordusu da hızla ilerlemeye başlar.
Kral Alex bunu gördüğü anda tüm ordularıyla arkadan hücum etmeye başlar. Kral Steve ve Kral Fastlano bütün güçleriyle savaşa dâhil olmuştur. Diyar Krallık orduları ateş ve ölüm kusuyorlardır. Bütün okçu birlikleri savaş alanının etrafından dolanarak Kral Steve ve Kral Fastlano'yu bekleyen Elam Krallık ordusunu ok yağmuruna tutmaya başlarlar. Elam Krallığı ordusu ve onlara yardıma gelen Dış Krallık orduları iki ateş arasına sıkışıp kalmış, adeta bir mum gibi erimeye başlamışlardır.
Artık ölümü beklemekteydiler. Savaşı uzaktan izleyen Büyücü Apsetus, Cadı Endor'u yanına çağırtır.
"Hemen hazırlan, Dış Krallık'a kaçıyoruz."
"Sonuna kadar mücadele edelim. Büyü güçlerimizle onları yavaşlatabiliriz."
"Görmüyor musun, hiçbir şey fayda etmiyor. Boşa uğraşmaya gerek yok. Hemen kaçıp canımızı kurtaralım."
"O zaman diğer cadı ve büyücülere haber vereyim, birlikte kaçalım."
"Olmaz, hızımızı keser, bize ayak bağı olurlar. Burada kalsınlar. Hayatta kalan olursa yanımıza gelir." der ve hızlıca oradan kaçarlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 DİYAR: KRALLIK SAVAŞLARI (Tamamlandı)
FantasíaOnlarda herkes gibi sıradan insanlardı. Annelerin ve babalarının ani ölümü sonrasında beşkardeş yalnız kalır. Hiç görmedikleri, adını bile duymadıkları amcaları Alex Taylor'u tanıyınca hayatlarını altüst ederler. Bir zaman tünelinden sırlarla dolu f...