"Kardeşlerim, inanın ben de sizin kadar kararsızım fakat birbirimizden ayrılmamamız gerekiyor. Benjamin on beş, Jack on altı yaşında, reşit olmadıkları için bir yetiştirme yurduna gönderilecekler. Bu süreç üç, dört yıl sürecektir, bu süreçte hayatlarımız ve yollarımız ayrılacak ve paramparça olacağız. Benim fikrim, kendimize ve sürpriz amcamıza bir şans vermek zorundayız. Siz ne diyorsunuz?"
Diğer dört kardeşi Steve'i pür dikkat, soluksuz dinlemektedir. Steve'den iki yaş küçük olan Rose, yirmi bir yaşında uzun boylu, beyaz tenli, kıvırcık kızıl saçlı, mavi gözlü, asi ruhlu, kendine çok özgüveni olan bir kızdır. Söze atılır.
"Ben de Steve'e katılıyorum. Size hem anne hem ablalık yaparım. Ayrılmayı düşünmeyin bile." diyerek kardeşlerini ikna eder.
Emily, Rose'dan iki yaş küçük, on dokuz yaşında, ortanca kız kardeştir. Orta boylu, pembe yüzlü, sarışın, kıvırcık saçlı, biraz kendini beğenmiş ama kardeşlerine çok bağlı bir kızdır. O da söz alır.
"Sizin görüşleriniz benim için çok önemli. Ne yapıyorsak hep beraberiz, ben sonuna kadar yanınızdayım."
Peşinden konuşan Jack, on altı yaşında, kısa boylu, dar omuzlu, beyaz tenli, siyah saçlı, mavi gözlü bir çocuktur ve kardeşlerinin içerisinde amcasına en çok benzeyen odur. Kısık ve titrek bir sesle,
"Bizi bırakmazsınız değil mi?" diye sorar.
Ardından söze giren kardeşi Benjamin, ailenin en küçüğüdür. On beş yaşında, kısa ve sarı saçlı, beyaz tenli, yeşil gözlü, meraklı, afacan bir çocuktur. Yüksek bir sesle,
"Tabii ki bırakmazlar, bırakamazlar. Biz hep beraber olacağız." der.
Steve,
"Kardeşlerim, hepimiz aynı fikirde olduğumuza göre artık amcamız olduğunu iddia eden Alex Taylor ile tanışmaya hazırız."
Steve, Papaz Tom'a kardeşleriyle konuştuğunu, Alex Taylor'un gelebileceğini söyler. Papaz Tom, Alex Taylor'a haber gönderir ve aynı gün içerisinde Alex Taylor çocukların yanına gelir. Alex Taylor kapıdan girdiğinde çocuklar hiç hayal etmedikleri, hatta ürkütücü bir tipi olan amcalarıyla karşılaşırlar. Alex Taylor, hiç fırsat vermeden lafa girer.
"Çocuklar, biliyorum, sizin için zor bir durum. Sizinle bu şekilde tanışmayı ben de istemezdim ama bu duruma duyarsız kalamazdım. Babanız beni hiç sevmezdi çünkü onun başına hep dert açan biriydim. Geçmişim karanlıklarla dolu ama o günler artık çok gerilerde kaldı. Bunlarla sizleri sıkmak istemiyorum. Siz de isterseniz benimle, benim evimde yaşayabilirsiniz. Tüm ihtiyaçlarınızı karşılamak ve sizinle yeniden bir aile olmak istiyorum. Tabii benim kurallarıma uymak şartıyla."
Çocuklar bu gizemli adamın ne anlatmak istediğini tam olarak anlamamışlardır. Fakat bulundukları durumda pek de fazla şansları yoktur. En büyük kardeş Steve söze atılır.
"Şartlar derken ne demek istediğinizi anlayamadık? Bizim de şartlarımız var, karşılıklı anlaştıktan sonra neden olmasın."
Rose, Alex Taylor'a dönerek,
"Bizi ev işlerinde çalıştırmak mı istiyorsunuz? Bizden beklentileriniz mi var?" diye sorar. "Kardeşlerim ufak, ama Steve, Ben ve Emily isterseniz çalışırız."
Alex Taylor,
"Benim sizin çalışmanıza ihtiyacım yok. Evimde beş çalışanım var. Sizden tek isteğim, evimin ve benim kurallarıma uymanızdır."
Steve,
"Sayın Alex Taylor, bizim sizden tek isteğimiz beş kardeş hiç ayrılmadan birlikte yaşamak ve aynı yerde bulunmaktır."
Alex Taylor,
"Bak Steve, ben de sadece hep birlikte huzur içinde yaşamayı arzu ediyorum. Ve bana bundan sonra kardeşlerinizle birlikte Alex amca derseniz sevinirim." diyerek tebessüm eder.
Alex Taylor üzeri kapalı bir şekilde kendinden bahsetmeden, çocuklar üzerinde bir sıcaklık kurmuştur bir kere.
Steve,
"Peki, öyle olsun, teklifinizi kabul ediyoruz. Bize yarın sabaha kadar müsaade edin, eşyalarımızı hazırlayalım sonra yola çıkarız."
"Yanınıza ne almak istiyorsanız alabilirsiniz. Geri kalan eşyalarınızı evinizden aldırıp, kendi evimdeki bir depoya nakledebilirim. Onlar sizin malınız, istediğiniz zaman kullanabilirsiniz. Bulunduğunuz evi de tadilat ettirip yeniden düzenleyeceğiz, ileride yaşamak için hazır hale getireceğiz."
Çocuklar bu ılımlı hareketten etkilenmiş ve sevinmişlerdir. Benjamin,
"Alex amca, anılarımızın olduğu ev yine bizim olacak mı?" diye sorar.
"Kesinlikle öyle, hem de sonsuza kadar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 DİYAR: KRALLIK SAVAŞLARI (Tamamlandı)
FantasyOnlarda herkes gibi sıradan insanlardı. Annelerin ve babalarının ani ölümü sonrasında beşkardeş yalnız kalır. Hiç görmedikleri, adını bile duymadıkları amcaları Alex Taylor'u tanıyınca hayatlarını altüst ederler. Bir zaman tünelinden sırlarla dolu f...