Yaşanan tüm savaşların ve olayların üzerinden altı ay geçmiştir. Diyar'daki krallar ve kraliçeler yeni düzenlerine alışmış, huzur sağlanmıştır. Bu kadar olumsuzluğun ardından Diyar'da güzel şeyler de yaşanmaya başlar. İlk mutlu haber Kraliçe Emily'den gelir. Kraliçe hamiledir ve onca kargaşanın ardından gelen ilk veliaht, tüm Diyar'a umut verir. Mutlu haber tüm Dört Diyar topraklarına ulaşır.
Diğer taraftan Dış Krallık'ın Kralı Terox güçlenmeye devam etmektedir, intikam planlarını ve yapacaklarını sadece kızı Prenses Roxan ile paylaşır. Dış Krallık'ın iki büyük sarayı bulunmaktadır. Savaş öncesi iç sarayda, savaş sırasında dış sarayda yaşamaktadırlar. Kral Terox tüm hazırlıklarını, planlarını iç sarayda yapmaktadır. İç sarayın avlusunda kızı Prenses Roxan'ı yanına çağırır. Kızı geldiğinde elindeki destelerce parşömeni masanın üzerine koyar ve konuşmaya başlar.
"Kızım, ben hayatımda ilk kez yanıldım. Bu yenilginin üzerinden altı ay geçti ve bir gün olsun uyumadım. İçlerinde bize nefesleri kadar yakın casusumuz vardı, ama bu da fayda etmedi. Casusumuz olmasa belki de hiç zayiat vermeden Dış Krallık'ın kapısına dayanacaklardı. Sana şimdi anlatacaklarımı seninle paylaşmak zorundayım. Bana bir şey olursa her şeyden haberin olmalı."
"Baba böyle konuşmalar yapma, beni endişelendiriyorsun."
"Endişe edecek bir şey yok, sen bu diyarın en güçlü ve kudretli prensesisin. Önce Med İmparatorluğu'nun kralı Astyages ile konuşacağım. Ona bizim yanımızda olup olmayacağını sorduğumda bana yalan söyleyip kaçamak cevap verirse ilk hedefimiz Med İmparatorluğu olacaktır. Savaşta on bin askerinin cephede savaştığını biliyorum. Bir kralın haberi olmadan ordusunun savaşması imkânsız. Bununla kalsa iyi, bize ihanet eden orduları bölerek bizi güçsüz bırakan Kraliçe Bia ve Kraliçe Rae de onun topraklarında saklanmışlar. Aklım almıyor, bunca yıl korkakça kendi kabuğunda yaşayan Med kralı Astyages nasıl olur da bunlara cüret eder? Ama bunun hesabını soracağım ona!"
"Baba, sen bunlardan bahsederken dostlarımız diyordun, şimdi ne oldu? Bizim onlarla bir husumetimiz, savaşımız yok."
"Kızım, onlar kendi atalarına bile ihanet etmiş. Ataları tarafından lanetlenmiş bir krallık, bize bunları yapmaları çok normal." dedi ve sözlerine devam etti.
"Hemen sonrasında Orman Krallığı'nın kraliçesi Hannan ile konuşacağım. Oğlu Prens Arman olmasaydı bizi yenemezlerdi. Bizim ordularımızı Prens Arman dağıttı. Bu diyarın en dışında yenilmesi neredeyse imkânsız bir düşmandırlar. Bizim yanımızda olmalarını isteyeceğim. Hiç olmazsa savaşa dâhil olmasını engellemeliyiz. Orman Krallığı'nı en sona bırakacağım. Tüm Dört Diyar'ı aldıktan sonra önce bütün ormanını yakıp kül edeceğim. Sonra onu oğlu ile birlikte yakarak öldüreceğim."
"Baba, zaman her şeyin ilacı. Zamanla her şey düzelecek, göreceksin. Sen yeter ki yanımızda ol."
Bu esnada Orman Krallığı'nda çok farklı gelişmeler olmaktadır. Prens Arman, annesi Kraliçe Hannan'ın huzuruna gelmiştir. Tüm cesaretini toplayıp, annesi Kraliçe Hannan'la konuşmaya başlar.
"Anne, bu zamana kadar seni hiç üzmedim ve sana bir kez olsun karşı çıkmadım. Orman Krallığı'nın senden sonraki tek varisi de benim ama sen yaşadıkça sana biat etmeye devam edeceğim. Ben Gümüş Krallığı'nın kraliçesi Rose'a âşık oldum. Onu tanısan bana hak verirsin. Duygularımı ona söyledim, onun da bana karşı aynı hisleri beslediğine inanıyorum. Şimdi aşkıma, sevdiğim kadına sahip çıkmak istiyorum. Senden benim yanımda durmanı, aşkıma, sevgime destek vermeni rica ediyorum anneciğim."
Kraliçe Hannan donup kalmıştı. Bir müddet sessiz kaldıktan sonra,
"Peki, benden ne yapmamı istiyorsun?" dedi.
"Gidelim, birlikte Kral Alex Taylor ile konuşalım. Kraliçe Rose ile evlenmek istediğimi söyleyelim. Onlar asil bir soydan geliyorlar. Tüm kardeşleri diyarın kral ve kraliçeleri. Daha uygun bir kraliçe bulamayız bence. Senin fikrini de öğrenmek istiyorum anne."
"Senin aldığın kararlara her zaman saygı duydum. Bu son yaptığın olayın dışında beni hiç ezmedin ve sözüme hiç karşı çıkmadın. Orman Krallığı'nın ordusunu savaşa dâhil etmeyecektin. Bizim tarafsızlığımızı bozdun. Şimdi düşman kazandık, daha öncesinde hiç kimse ile savaşa girmedik. Diğer krallıklar ile sınır bile koymadık aramıza, şimdi yaptığın şeyden dolayı bir düşmanımız var. Kraliçe Rose'a gelince, bana elçi olarak geldiğinde onu sevdim. Çok beğendim, öyle ki cesaretine hayran olduğumu söylemeliyim. Kral Alex çok ters, agresif bir kraldır. Bizi reddederse statümüz altüst olur bence önden bir elçi heyeti gönderelim. Olumlu bir yanıt alırsak gider, ne gerekiyorsa yaparız."
"Ben böyle araya mesafe koyarak ilerlemek istemiyorum anne. Gidelim ve sevdiğim kadını alalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 DİYAR: KRALLIK SAVAŞLARI (Tamamlandı)
FantasíaOnlarda herkes gibi sıradan insanlardı. Annelerin ve babalarının ani ölümü sonrasında beşkardeş yalnız kalır. Hiç görmedikleri, adını bile duymadıkları amcaları Alex Taylor'u tanıyınca hayatlarını altüst ederler. Bir zaman tünelinden sırlarla dolu f...