Zaman Savaşçıları 2 Kraliçelerin Yükselişi Bölüm 2

84 10 0
                                    

Camila'nın isteği yerine getirilmemiş ve Dylan sırayla hepimize eğitim vermeye devam etmişti. Camila ile o günden sonra fazla konuşmamaya dikkat etmiştim.

Dylan'a Camila'nın söylediklerini anlatmadım. Onun canının sıkılmasını istemiyordum. Zaten Camila yüzünden yeterince zorlanıyordu. Nitekim o da bana Camila ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarından fazla bahsetmemişti. Sadece Camila'nın zamanla anlayacağını söylüyordu.

Aralık ayının son günleriydi. Yeni yıla bir kaç gün kalmıştı. Eğitimlere ara verilmiş, eğitimleri devam eden savaşçılar, tatili fırsat bilerek kampüsten ayrılmıştı. Sadece, güvenlik için kampüste kalan savaşçılar ile biz kalmıştık. Beaton, bile kampüsten ayrılmıştı.

Akşam yemeği için, hepimiz kafeteryada oturuyorduk. Dylan yanımda oturmuş masanın üzerine koyduğum elimi tutuyordu. Artık ilişkimizi diğerlerinden saklamıyorduk. Camila kızgın gözlerle bana bakıyordu. Onu görmezden geldim.

Pansy yanında oturan Calvin ile konuşuyordu. Diğerlerimiz sessiz kalmıştık. Cleavon, Camila'nın yanında biraz rahatsız gibi duruyordu.

"Yılbaşında ne yapıyoruz?" Calvin'in sorusuyla, hepimiz ona baktık.

"Tabiki de Nedjima'ya gideriz," dedi Dylan.

"Bu Nedjima'nın bir özelliği var mı? Neden sadece o mekana gidiyoruz?" diye sordum.

Cleavon sorumu cevapladı. "Çünkü Nedjima'nın sahibi bir Volen. Çalışanları da Volen ya da saturn çocuğu. Bu nedenle bizim için güvenli."

"Yılbaşını ailenizle geçirmek istemez misiniz? Bizler güvenlik gerekçesiyle ailemizi göremiyoruz. Peki siz neden onları ziyaret etmiyorsunuz hiç?"

"Pansy, sizlerin gerekçesiyle aynı. Bizler de ailelerimizin güvenliği için onlarla çok sık iletişim kurmuyoruz. Yinede, onları ziyaret ediyoruz elbette arada sırada," dedi Calvin.

"Anladım."

"Bu durumda yılbaşında Nedjima'dayız," dedi Cleavon.

Yeniden herkes sessizliğe gömüldü. Yemeklerimizi bitirene kadar da kimse konuşmadı. Kafeteryadan dışarı çıktığımızda kar yağmaya başlamıştı. Bir haftadır aralıksız yağıyordu zaten. Dylan'a sokuldum ısınmak için. Hemen kolunu omzuma atarak o da beni kendine çekti. Kaldığımız binaya girdik. Diğerleri asansör beklerken, ben ve Dylan, onun dairesine gitmek için merdivenleri kullandık.

Dylan kapısının şifresini girdi. İçeri girdiğimizde üzerimdeki montu çıkartıp, koltuğa oturdum. Dylan da yanıma gelip, oturduğum koltuğa uzandı. Başını dizlerimin üzerine koydu. Ben de hemen saçlarıyla oynamaya başladım.

Parmaklarımı saçlarının arasında gezdirirken, o gözlerini kapattı. Onun yüzünü izlerken, aklım başka bir yerdeydi. Annemi çok özlemiştim. En son görüşmemizden sonra bir daha onu görmemiştim. Kaçırıldığımı bile bilmiyordu. Zaten bilmesini de istemezdim.

Mike'ın beni annemin hayatıyla tehdit ettiğini unutmamıştım. Bu nedenle, onu yeniden görebilmek için talepte bulunmuyordum. Yinede bir yanım onu görmek için dayanılmaz bir özlem duyuyordu. Kafamı dağıtmak için başka şeyler düşünmeliydim.

"Dylan, Nedjima nerede?"

"Hımmm."

"Hey, Uyudun mu hemen?"

"Senin yanında olmak o kadar rahatlatıcı ki. Saçlarımla oynamana bayılıyorum. Hemen uykum geliyor." Gözlerini açtı. "Sen bana huzur veriyorsun."

Eğilip alnına öpücük kondurdum. Gülümsedi. "Ne sormuştun?"

"Nedjima nerede diye sormuştum. Yani dünyanın neresinde? "

Zaman Savaşçıları Serisi - &- 3 Hikaye Bir Arada😊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin