Bölüm 9

9.7K 821 73
                                    

Sabah kahvaltıya giderken Dylan'a olan kızgınlığım hâlâ geçmemişti. Gece doğru dürüst uyuyamamıştım. En son yatakta dönüp durmaktan sıkılmış ve salona geçerek televizyon izlemiştim. Sonunda koltukta uyuyup kalmışım. Bu nedenle her yanım ağrıyordu.

Kafeteryaya girdiğimde Pansy'nin tek başına kahvaltı yaptığını gördüm. Ben de hemen tabağıma bir şeyler alıp yanına gittim.

"Günaydın Pansy."

"Günaydın Elya. Nasıl gidiyor? "

"Eh işte," dedikten sonra kahvaltımı yapmaya başladım.

Pansy'i görünce aklıma Camila gelmişti. Acaba Pansy biliyor mu diye düşündüm. Sonuçta ikisi birbirleriyle oldukça yakındı. Eğer Camila, Cleavon'dan hoşlanıyorsa bunu Pansy'e söylemiştir mutlaka.

"Dün yanına gelmiştim ama dairende yoktun," diyen Pansy aramızda uzayıp giden sessizliği bozdu.

"Akşam mı? Havuza yüzmeye gitmiştim. Sen neden gelmiştin?"

"Öylesine gelmiştim. Canım sıkılıyordu. Keşke beni de çağırsaydın. Ben de yüzmeyi çok severim."

"Aklıma gelmemiş. Bir dahaki sefere haber veririm. "

Biraz dikkatli bakınca Pansy'nin de benim gibi uykusuz bir gece geçirdiğini fark ettim. Canı sıkılmış gibi görünüyordu.

"Sen iyi misin? Uykusuz gibisin."

"İyiyim. Pek uyuyamadım sadece."

"İyi olduğuna emin misin? Yoksa yara yerin mi ağrıyor? Hastaneye gidelim istersen."

"Gerçekten iyiyim." Gülümsedi. "İlgin için teşekkür ederim. Yara izi bile neredeyse geçti sayılır."

"Sevindim." Sonra kapıdan Camila'nın geldiğini gördüm. "Camila da geliyor," diye ekledim.

Ben öyle söyleyince Pansy birden ayağa kalktı. "Ben kaçtım. Görüşürüz."

"Daha kahvaltını bitirmedin," desem de Pansy çoktan ayağa kalkmış bana el sallayarak aceleyle kapıya doğru yürümeye başladı. Camila, açık büfeye yöneldiği için birbirleriyle karşılaşmadan kapıdan çıktı. Pansy'nin neden birdenbire gittiğini anlayamamıştım. Bir sorun olduğu belliydi ama sebebini bilmiyordum.

Biraz sonra Camila elinde kahvaltı tabağıyla masaya oturdu.

"Günaydın Elya."

"Günaydın Camila."

Camila kahvaltısını yaparken onu inceledim. Dün gece gördüğüm manzara aklımdan hiç çıkmıyordu. İstemeden gülümsedim.

"Hey. Komik olan ne? Yoksa üzerime bir şeyler mi döktüm?" Kafasını eğerek kıyafetini kontrol etti.

"Hayır. Sadece aklıma bir şey geldi."

"Ne geldi?"

"Önemli bir şey değil," diye geçiştirdim. Camila gözlerini kısıp bana baktı.

"Çok kötüsün. Ne geldi aklına hadi söyle."

"Gerçekten önemli bir şey değildi."

"Peki madem. O zaman sen bana neden güldüğünü söyleyene kadar seninle konuşmayacağım," diyerek kahvaltısına geri döndü.

Aslında ona Cleavon'u sormak istiyordum ama nasıl söze başlayacağımı bilmiyordum. Beni yanlış anlamasından korkuyordum. Camila'yı gerçekten çok seviyordum ama onu kırmak istemiyordum. Yine de neler olup bittiğini merak ediyordum ve merak duygum ağır basınca konuşmaya karar verdim.

Zaman Savaşçıları Serisi - &- 3 Hikaye Bir Arada😊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin