Zaman Savaşçıları 2 Kraliçelerin Yükselişi Bölüm 9

81 9 0
                                    

Eğitim salonunda Calvin'le dövüşürken aklım hala dün yaşanan olaylardaydı. Bu nedenle belki yüzüncü kez minderin üzerine düşerken Calvin derin bir of çekti.

"Elya, aklın nerede bugün?"

"Özür dilerim," diyerek düştüğüm yerden kalktım. "Bugün dikkatimi veremiyorum gerçekten."

"Görebiliyorum."

Yeniden saldırı pozisyonunu aldım. Calvin üzerime doğru gelirken ne yapacağını hesaplamaya çalışıyordum. Sağ kolunu uzattığında ters istikamete doğru kayıp kolunu tuttum. Fakat Calvin hazırlıklıydı. Ellerimden kolayca kurtulurken, arkama geçip sol elini boynuma dayadı.

"Şu an elimde bir hançer olsaydı ölmüştün."

"Haklısın."

Beni bıraktı. Karşıma geçip durdu. "Bir sorun mu var?"

"Hayır. Hiçbir sorun yok."

"O zaman bugün neden böylesin?"

"Dün gece çok içmişim. Bu nedenle yorgun hissediyorum kendimi. Ayılamadım galiba."

"Sadece bu değil. Kendini vermiyorsun bugün. Başka bir şey düşünüyor gibisin. Yoksa Dylan ve Camila mı sorun?" Anlayışlı bir ifade vardı bu kez yüzünde.

"Boşver Calvin. Hadi yeniden deneyelim."

"Devam etsek dahi sen bu haldeyken bir sonuç alamıyoruzki. Hadi gel kafeteryaya gidelim. Hem bir şeyler yer hem de konuşuruz."

"Olur."

Beraber kafeteryaya gittik. Hemen Dylan'ın orada olup olmadığına baktım ama öğle yemeği için henüz erkendi. Hala eğitimde olduğunu düşünüyordum. Acaba bugün Camila'ya mı yoksa Pansy'e mi eğitim veriyordu?

Garsona yemek siparişimizi verdikten sonra Calvin bana baktı.

"Anlat bakalım. Seni dinliyorum."

"Anlatacak bir şey yok. Kafam karışık evet ama sadece sorun Dylan değil. Başka şeyler de var."

"Başka şeylerden kastın?"

Yüzüne baktım. Dylan'ın vurduğu yerin morluğu biraz hafiflemişti. Sarı bir renge dönüşmüştü.

Yeniden "Boş ver," dedim. "Sen anlat. Dylan'la aranız nasıl? Benim yüzümden aranızın kötü olmasını istemiyorum."

Gülümsedi. "Sen bizi merak etme. Bizler artık arkadaştan öte kardeş gibiyiz. Arada olur öyle sürtüşmelerimiz."

"Keşke, kavga etmeseydiniz. Çok acıyor mu?"

"Ağrımıyor merak etme. Birkaç güne kalmadan izi dahi kalmaz."

"İyi bari."

"Şimdi. Şu başka şeyleri anlat. Boş ver diyerek geçiştirme beni. Her zaman benimle konuşabileceğini biliyorsun. Konuştuklarımız aramızda kalır zaten."

Evet Calvin'le her zaman rahatça konuşabiliyordum fakat bu kez durum farklıydı. Ona kraliçe olduğumdan bahsedemezdim. Sabah Beaton'la konuşmak istemiştim ama o da kampüsten birkaç günlüğüne ayrılmıştı. Bu nedenle bu sırrımı kimseye söyleyemezdim henüz.

"Biliyorum Calvin. Seninle sohbet etmekten gerçekten büyük bir keyif alıyorum. Fakat şimdilik bazı şeyleri açıklayamam. Lütfen bana kızma."

"Sana asla kızmam Elya. Eğer anlatmak istemiyorsan mutlaka önemli bir sebebi vardır. Sadece şunu bilmeni isterim ki ben her zaman yanındayım."

"Teşekkür ederim."

Garson yemeklerimiz getirdiğinde ona teşekkür edip, yemeye başladık.

"Peki Dylan ve Camila konusunda kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu bir kez daha.

Zaman Savaşçıları Serisi - &- 3 Hikaye Bir Arada😊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin