Bölüm 10

8.1K 781 118
                                    

Güzel bir uykunun eşliğinde, sabahın geç saatlerine kadar gözlerimi açmadım. Uyandığımda ise Dylan çoktan uyanmış beni izliyordu. Uyandığımı görünce gülümsedi. "Günaydın prenses."

"Günaaaaaydın," derken esnememi bastıramadım. Sanırım bu hoşuna gitmiş olacak ki kafasını geriye atarak kahkaha attı.

"Hâlâ uykumuz var anlaşılan," derken sesi oldukça keyifliydi.

"Biraz var. Aslında akşama kadar uyuyabilirim."

"Hafta sonu olduğu için, akşama kadar uyuyabilirsin istersen ama gece uyuyamazsın bu kez. Hadi sen biraz daha uyu. Ben de sana kahvaltılık bir şeyler getireyim. Ne dersin?"

"Çok iyi olur," dedim. Ben yeniden gözlerimi kapatırken Dylan da yataktan kalktı. Kapının kapandığını duyunca gözlerimi bir kez daha açtım.

Dün gece yine beraber uyumuştuk. Bu ne kadar yanlış bir şey olsa da kendimi inanılmaz mutlu hissediyordum. Hemen yataktan kalkarak doğruca banyoya koştum. Neyse ki gözaltlarım şişmemişti. Vakit kaybetmeden yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçalarken aynada kendimi incelemeye devam ettim. Gözlerim ışıl ışıl parlıyordu. Neler oluyordu bana böyle? Yatağa geri dönmeden önce saçlarımı taramayı ihmal etmedim.

Dylan geri döndüğünde ise gerçekten uyuyup kalmıştım. Beni zorla yataktan kaldırdı. Salondaki mutfak tezgâhının üzerinde kahvaltılıklar duruyordu. Dylan, sanki kendi dairesindeymiş gibi rahatça ortalıkta dolanıyordu. Buzdolabının yanına gitti.

"Portakal suyu ister misin?"

"Olur."

O bardaklara portakal suyu doldururken ben de sandalyeye oturdum. Sessizlik içinde kahvaltımızı yaptık. Dylan anlaşılan bir şeyler almak için kafeteryaya gitmeden önce dairesine uğrayıp duş almıştı. Dağınık saçları hâlâ ıslaktı ve şampuan kokuyordu. Ona baktığımı fark edince yine o güzel gülümsemesine nail oldum.

Çatalımı masaya bırakarak ellerimi önümde birleştirdim. "Dün gece beni o şekilde gördüğün için özür dilerim."

Dylan'ın yüzünde anlayışlı bir ifade belirdi. O da kahvaltısını yarım bırakarak gözlerini, gözlerime sabitledi. "Elya, lütfen. Özür dilemeni gerektirecek bir şey yok. Sadece, bana neden kötü olduğunu anlat. Bir sorun mu var? "

Yalan söylediğimi anlamaması için bakışlarımı ondan kaçırarak gözlerimi tabağıma sabitledim. "Merak etme, herhangi bir sorun yok. Dün gece de söylediğim gibi alkolün etkisiyle duygusallaştım. Annemden yine ayrılmak da pek kolay olmadı. Onu gerçekten çok özlüyorum. "

"Yani bu kadar mı? Başka bir şey olmadığına emin misin?" diye sorarken sesinde bir parça şüphe vardı.

"Gerçekten başka bir şey olmadı. Ayrıca benimle ilgilendiğin için çok teşekkür ederim. "

"Benim için bir zevkti," derken göz kırptı. "En azında bu defa güzel uyudum."

"Daha önce güzel uyuyamıyor muydun yani? Öyleyse git kendi yatağında uyu. Kimse kafana silah dayamıyor yatağımda uyuman için." İşte yine beni sinirlendirmişti. Daha fazla bir şey yiyemeyeceğimi anladığımda masadan kalktım.

Dalgın bir şekilde koltuğa otururken aklıma Pansy geldi. Acaba o nasıldı? Dün gece fark ettiğim şeylerin doğruluğundan neredeyse emindim. Pansy'nin içinde yaşadığı ikilemi çok iyi anladığımı düşündüm. Ben de Dylan'ın başka bir kızla olmasında rahatsız olmuyor muydum?

Birden öylece kalakaldım. Bir dakika. Ben Dylan'ın kız arkadaşından neden rahatsız oluyordum ki? Tamam, Pansy, Cleavon ile Camila'nın ilişkisinden rahatsız oluyordu çünkü o Cleavon'dan hoşlanıyordu. Yani en azından bende öyle bir intiba bırakmıştı. Peki, bu durumda ben de Dylan'dan hoşlandığım için mi onun bir başkasıyla birlikte olmasından rahatsızlık duyuyordum?

Zaman Savaşçıları Serisi - &- 3 Hikaye Bir Arada😊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin