Bölüm 12

8.5K 747 93
                                    

Dylan'dan kaçtığım gecenin ertesi günü onu hiç görmedim. Aslında onunla karşılaşmamış olmam iyiydi. Aklım çok karışıktı. Ne yapacağımı bilmez bir halde tüm gün deli gibi dairemin içinde dönüp durdum. Akşam Pansy geldiğinde sohbet ederek biraz olsun kafamı Dylan'dan uzaklaştırabilmeyi umut ettim.

Bana Camila'nın son günlerde nasıl değiştiğini anlatıyordu. Her ne kadar bu şekilde konuşmasının altında yatan sebebin ilk başta kıskançlık olduğunu düşünsem de biraz kafa yorunca haklılık payı olduğunu anladım. Son zamanlarda gereksiz yere Cleavon'a trip attığı doğruydu. Özellikle ortadan kaybolduklarında nereye gittiğini söylememeleri Camila'yı çıldırtıyordu.

Aslında bu durum hepimizi kızdırıyordu. Merak duygumuz gittikçe artıyordu. Yine de ser verip sır vermiyorlardı.

Camila'nın iki gün önce, Cleavon'a kendisiyle yeterince ilgilenmediği için bağırmasına şahit olmuştum. En azından Camila bunları Cleavon ile baş başa tartışabilirdi. Üstelik herkesin içinde kafeteryada bu şekilde davranması hoş değildi. Kaldı ki Cleavon eğitimlerden arta kalan zamanlarında devamlı onunlaydı. Yine de onların ilişkileri beni alakadar etmezdi.

"Camila ile buraya geldiğimizde tanışmıştık. Başlarda çok iyiydi. Sonra bilmiyorum değişti Elya. İnan bana bunun Cleavon'la çıkmasıyla bir ilgisi yok. Zaten anlamışsındır. Cleavon'dan hoşlanıyordum. Evet, başlarda çok bozulmuştum Camila ile beraber olmalarına. Sindirmem için biraz zaman gerekti." Derin bir nefes aldı. Her ne kadar sorunun ne olduğunu zaten bilsem de Pansy bana ilk defa anlatıyordu. Bu nedenle bir şey demeden başımı salladım. Devam etti. "Her şeyi kabullenince Camila ile yeniden arkadaş olmaya çalıştım. En azından denedim. Fakat o artık farklı Elya. Daha sinirli ve memnuniyetsiz. Benim tanıdığım Camila düşünceli bir insandı. Birini kırmaktan ölesiye korkardı. Dün akşam sen yoktun. Yemek yiyorduk. Garsonun ayağı takıldı ve elinde bulunan bardaktaki su Camila'nın oturduğu tarafa döküldü. Üzerine su bile sıçramamıştı. Garsona ağzına geleni söyledi. Yazık, garson çok utandı. Camila prenseslere daha iyi hizmet verilmesinden falan bahsetti. Tamam, belki henüz kimin kraliçe olduğu belli olmadığı için üçümüzden biri aday olabilir ama bu şekilde kendini havalarda görmesi bence iyi bir şey değil."

"Gerçekten öyle mi söyledi?"

"Aynen. Orada olup söylediklerini duymalıydın. Ben bile utandım. Sonra gidip kadından özür diledim onun adına. "

"Gerçekten çok garip. Camila çok iyi niyetli biriydi. Şu an şaşırmış durumdayım. Acaba muayyen gününde mi?"

Pansy kıkırdadı. "Belki de. Öyle olsa bile bu durum insanları küçümsemesini gerektirmez. Söylüyorum sana. Onda başka bir şey var."

Bir süre dediklerini düşündüm. Acaba Camila'nın ne gibi bir sorunu olabilirdi? Hepimiz burada olmaktan dolayı ve özellikle gittikçe baskıcı bir hale gelen eğitimlerden sıkılmaya başlamıştık. Yine de onun kadar kırıcı olmuyorduk etrafımıza karşı.

"En kötüsü ne biliyor musun? Benim Cleavon'dan hoşlandığımı biliyor sanırım. "

"Nereden anladın?"

"Yemekten sonra benimle konuşmak istediğini söyledi. Ben de herhalde dertleşmek istiyor diye düşündüm. Onun dairesine gittik. Bana ne söylese beğenirsin. Cleavon'a artık onunla eğitim almak istemediğimi söylememi istedi. Öylece ona bakakaldım."

"Şaka yapıyorsun. Peki, sen ne dedin?"

"Hiçbir şey diyemedim. Hem ne söyleyebilirim ki? Sadece bunu istememin bir işe yaramayacağını, geldiğimiz ilk günlerde Dylan'dan eğitim almak istemediğimizi belirttiğimiz halde bunun mümkün olmadığını söylediklerini hatırlattım. Sence anlamamış olsa böyle bir şey söyler miydi? Sonuçta senden böyle bir istekte bulunmadı. Öyle değil mi?"

Zaman Savaşçıları Serisi - &- 3 Hikaye Bir Arada😊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin