Arabadan indiğimizde Mary, Camila ve ben koşmaya başladık. Saçlarımı hızlıca arkaya atarak görüş alanımı açtım.
"Lanet olsun yarış başlayacak."
"Sen onu Camila'ya söyle."
Camila elini havaya kaldırdı. "Koşa-"
Mary ve ben arkamıza bakmadan koştuk. İkimiz de durduk ve arkamızda diz çökmüş olan Camila'ya baktık.
"Spor yapmaya başlamalıyım."
Koşarak yanına gittim. "Bunu yarın tartışırız."
İkimiz de Camila'yı sırtlayarak giriş alanına yürüdük. Başlangıç çizgisine yaklaştığımızda ikimiz de aynı anda Camila'yı bıraktık. Mary ve ben heyecanla motorların beyaz çizgi önüne sıralanışını izledik. Mary kulağıma yaklaştı.
"Calum kaskını takıyor."
Gözlerim hızlıca onu buldu. Bu akşam o akşam olacak ve ona açılacaktım. Bunu yapacaktım. Belki mezuniyete benimle gelirdi. Kendime güveniyordum. Calum kaskını takmadan önce etrafa baktı. Gözlerimiz birbiriyle buluştuğunda gülümsedim. O da bana bakarak havalı bir gülümseme yaptı.
Camila ayağa kalktı. "Senin ondan hoşlandığını biliyor ve bu yüzden şov yapıyor."
Onu duymamazlıktan geldim. Belki haklıydı. Yarış, başladığı andan itibaren soluğum kesildi. Calum'un motoru o kadar hızlıydı ki! Bir an gerçekten motorun geçmediğinden şüphe ettim.
"Bitişe yürüyelim."
Onlar 3 tur attığı için bitiş çizgisine gitmek için koşmayacaktık. Camila ellerini cebine sıkıştırdı. "Büyük ödül ne?"
"Para ve motor yarışlarına giriş hakkı gibi bir şeydi."
Mary güldü. "Gerçekten çok ilgilisin."
Göz kırptım. 10 dakika yürüdükten sonra final çizgisine geldik. Birkaç motorun ışığını görebiliyordum. Mary ve Camila'nın elini sıkıca tuttum.
"Calum kazansın!"
Anons sesi ile gözlerimi açtım.
"Evet şu anda gerçekten çok iyi bir yarış görüyoruz. Ve..."
İçimden 'Calum Hood' diye geçirdim.
"Luke Hemmings yine rakiplerine fark atarak yolları önlerine seriyor. Tebrikler adamım."
Yüzümü buruşturdum. "Luke mu?"
Mary ve Camila elimi bırakarak çığlık attılar. "Luke kazandı!"
Onlara anlamamış bir şekilde baktım."O da kim?"
"Luke Hemmings, geçen sene mezun olmuştu. Çok seksi,"
Mary, Camila'nın sözünü tamamladı. "..çok hızlı ve"
İkisi aynı anda bağırdı. "Çok ateşli!"
Gülerek baktım. "Calum Hood'un kardeşi."
Yaptığım benzetme onu gülümsetti. Ve birden kahkaha attılar. Kahkahalar atmaya devam ederken Mary ve Camila hiçbir tepki vermeden beni izlediler. "Hayır Alex."
İç çektim. Calum sinirli bir şekilde final çizgisine yaklaştı. Kızgınlıkla kaskını çıkarttı. Etrafa bakındım. Pizza stantını gördüğümde koşarak bir dilim pizza aldım. Ona pizza verirsem daha iyi olacaktı. Sonuçta yarışı kaybetmişti ve sinirlerini yatıştırmam lazımdı. Mary konuştu.
"Şimdi mi davet edeceksin?"
"Evet. Şans dileyin."
İkisi de yanaklarıma öpücük kondurduktan sonra Calum'un beni görmesi için elimi kaldırdım. Bana anlamsızca baktıktan sonra önünde duran kızla konuşmasına geri döndü. Hayır, bunu nasıl yapar? Hızlı adımlarla onun motoruna doğru yürüdüm.
Ne!
Belimde hissettiğim sert tutuş beni yere çiviledi. Gözlerimi sabit bir noktaya hedefleyip ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Kalçama kayan eli bir yana beni öpüyordu! Hemde deli gibi! Onu itmeye çalıştım fakat beni kendine daha çok bastırıyordu. Lanet olasıca en sonunda testislerine tekme attım ve ister istemez bir adım geri çekilip dizlerini kırdı.
"Ne yaptığını sanıyorsun?"
"Hediyemi almaya gelmiştim."
Küçümseyici bir şekilde bakarak yüzüne elimdeki pizzayı geçirdim.
"Al sana hediye!"
Pizza kabı yere düştüğünde beni öldürmesinden korktuğum için hemen Mary ve Camila'nın yanında koştum.
"Alex seni Tanrı bile affetmiyecek."
Mary birden bağırdı. "O Luke Hemmings!"
"Sikeyim, yürüyün çabuk haydi."
İkisini de çekiştirdim. Luke'un yüzüne pizza geçirmiştim. Tanımadığım biriydi üstelik bunu neden yapmıştım?