"Siktir!"
Diye içeriden bir ses duyduğumda yerimde titreyerek yataktan kalktım. Gözlerim hafif kapalı bir şekilde etrafın etrafında döndüm.
"Ne oldu?"
"Alex çabuk gel!"
Yanlışlıkla camın düğmesine bastığım için içeri ışık girdi. "Ahhh bir vampir gibi yanıyorum!"
Kapıyı asılarak açtım. Luke bana baktı. "Bu ne hal?"
Gözlerimi tam açtığımda Luke'u boxerlı bir şekilde gördüm. Ah bekle! Uçak yorgunluğu ile iç çamaşırlarım ile yatmıştım. Hızlıca arkamı döndüm.
"Ne istiyorsun?"
"Annemler beni skype'a çağırıyor. Daha doğrusu bizi."
Skype'ın bağlanma öncesi o ses geldiğinde Luke beni sırtına aldı. "Gerizekalı üzerimde sadece iç çamaşırlarım var! Ailene iç çamaşırı reklamı mı yapalım? Sen neyin peşindesin?"
Beni hızlıca koltuğa oturttu. Yanıma oturdu ve bilgisayarın karşısında durduk. Koltukta uyuduğu için hemen yanımdaki örtü ile üstümü kapattım. Tişörtsüz bir şekilde duruyordu. İkimizin de saçları karışık gözlerimiz yarım açık duruyorduk. Ailesi ekranda gözüktüğünde ikimiz de el salladık.
"Çocu- aa, yanlış bir zamanda mı aradık?"
Birden gözlerim açıldı. Lanet olsun ikimizin de üstünden 'biz biraz önce seks yaptık' akıyordu. Söze daldım. "Biz sadece uyuyorduk. Gecenin 5'inde uçaktan indik de. Oldukça yorgunduk."
Liz kafasını salladı. İmalı bir şekilde. "Siz öyle diyorsanız."
Luke saçlarını karıştırdı. "Anne bizi gördüğüne göre kapatabilir miyim? Gördüğün gibi ikimiz de yaşıyoruz."
Liz kafasını salladı. "Tamam, pekala iyi geceler."
Gülümsedim. Luke bilgisayarı kapattığı anda koltuğa yattım. Luke tekme attı. "Kalk burası benim yerim!"
Yeri öperken, örtüyü iyice kendime çektim. Sürünerek yatağa doğru gittim. Otelde sadece bunu yapacağım aklıma gelmezdi.
&
Üstüme tişört altıma şort geçirdikten sonra Luke'un oda servisten istediği yemeklere bakmak için odamdan çıktım. Servis arabasını koltuğa doğru sürmeye başladı. Gerinerek ona doğru yürüdüm. Saat öğlen 3'tü. İkimiz de oldukça fazla uyumuştuk. Onun yanına gittim ve kahvaltısına daldım.
"Off!"
Diyerek yemeğini alıp kalktı.
"Ben sana bayılıyorum çünkü!"
Gözlerimi devirerek yemeğime odaklandım. Luke elinde tost ve boxerı ile televizyon odasını süslerken bana döndü. "Sana bir sürpriz hazırladım."
Kafamı salladım. "İğrenç- ne?"
Hayır normal değil. Bana burada laf atması falan lazımdı. Bende 'iğrençsin' diyecektim. Bana sürpriz hazırlamış ıyy, bu çok şey. İğrenç.
"Böyle bilinmeyen ama güzel bir incelik olarak gösterilen çoğu şeye sürpriz denir. Çoğu zaman insanları mutlu eder ve heyecanlandırır."
"Teşekkürler Wikipedia!"
Gözlerini devirdi. Tostunu yerken ona baktım. "Sürprizin için de böcek var mı?"
"Hayır."
"Nefret ettiğim bir şey?"
"Ben hariç yok."