Twenty: look like art

12K 655 209
                                    

Dudaklarımı ellememek için kendimi zor tutuyordum. Asansörün dibine kendimi ittim. Luke sadece biraz sarhoştu. İkimizin de saçma bir anıydı. İkimiz de bunu unutmuştuk. Yani ben unutmuş gibi davranıyordum. Asansörün kapıları kapandı.

Gece 1'e geliyordu. Luke bana bakmaktan kaçınarak asansörün diğer tarafına geçti. Kalçamın altında duran demirlere tutundum ve nefes almaya çalıştım. Luke, 25. kata bastı ve biz büyük sabırla çıkmasını bekledik. Kırmızı rakamlarını sistemli bir şekilde geçişini izliyordum. Dudağımı ısırdım, gözlerimi suçlu bir şekilde ona çevirdi.

Onu gizlice izleyeceğim aklıma gelmezdi. Dağınık sarı saçları, dudağının kenarında duran piercingi ve tedirgince bıraktığı bakışları... Nefes aldım. Luke birden kafasını kaldırdı. Gözlerimi hemen ondan çekip kat sayıma baktım.

Daha 5.kattaydık.

Bana baktığını hissediyordum. Bakmaktan çekinmeyen tavırları ile beni süzüyordu. Elimi nereye koyucağımı bilemedim. Heyecanım gittikçe artıyordu. Ellerim titriyordu. Demiri sıkıca tuttum. Elimin sıcaklığı, soğuk demiri buğulaştırdı. Dudaklarımı araladım ve içimde kalan bütün duyguları nefesim ile verdim.

"Alex?"

Ah,

Kalbim yeniden çırpındı. Gözlerimi ona çevirdiğim de, ceketini çıkarmış olduğunu gördüm. Siyah kısa kollu tişörtü ile duruyordu. Asansörün kare köşesinden bedenini kaldırdı ve ceketi yere bıraktı. Kaşlarımı çattım. "Evet?"

"Sadece, birinci olduğum için öptüm seni."

Kafamı salladım. "Evet biliyorum. İlki gibi."

Kafasını salladı. Gözlerimizi birbirimizden ayırmadık. Ah, Tanrım bakma. Gözlerini gözlerimden çekti ve kızarmış olan dudaklarıma çevirdi. Üzerimde bıraktığı eseri görünce kaşlarını kaldırdı.

Bum!

Kalbim son teklemelerini, bedenime bıraktı. Ve dudaklarıma bakarak gülümsedi. Büyüdü. Beyaz dişlerini gördüm, kafasını ağırca kaldırdı ve bana bir adım attı. "Çok güzel görünüyor."

Nefeslerim artış gösterdi göğüsüm yukarı kalktı. Birden beni asansörün kenarına sıkıştırdı ve öpmeye başladı.

İzin verdim.

Elini belime koydu ve birden sıktı. Canımı acıtmıştı ama bedenim de içimde ki tutku ile ilgileniyordu. O an ikimizin ortak noktası olan nefret, tutku oldu. Daha fazlasını istediğini hissediyordum.

Asansör kapısı açıldığında dudaklarının arasında ayrıldım. Nefes aldım ve onun peşinden gittim.

Odaya adım attığım anda Luke parmağını siyah kotumun cebine soktu beni kendisine çekti. Sarhoştu. Nefesini içime bırakırken, kanım alkol ile doluyordu. Tişörtümü tek bir hamlede çıkartığında bu işte iyi olduğunu anladım. Beni bakire bir kız olarak sanıyordu ama hayır. Böyle şeyleri umursamıyor. İnsan istediği zaman istediği şeyi yapardı.

Luke parmakları ile kalçamı sıktığında zıplayarak bacaklarımı onun belinde bağladım. Dar kotumun üzerinden kaçlarımı kavradı. Belimi dikleştirirken saçlarımı sol tarafa doğru attım. Ellerini belime doğru çektiğinde kesik kesik nefesler verdim.

Dudakları göğüsümü bulduğunda dudağımı ısrdım. Ellerimi sarı saçlarına geçirerek kafamı eğdim. Gözlerimi kapattım. Gerçekten zevk alıyordum.

Birden yatağa yattığımda işin gerçekten olduğunu anladım. Gözlerimi yavaşça açtım. "Ah, bekle Luke!"

Kafamı kaldırmışken birden yatağa çıktı. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Aptal bir sırıtış yaparken üstümde durdu. Sarhoş suratını benden ayırmadı ve tişörtünü istekli bir şekilde çıkarttı. Vücudu bir altın gibi parlıyordu. Dilim damağım kurumuştu. O gerçekten gördüğüm en yakışıklı erkeklerdendi. Gerçekten seksiydi. Parmağını yavaşça göğüsümün altında gezdirdi. Ve kasıklarımın üstünde durdu.

Come with me.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin