Nefesimi hızlıca verdim. Jack ve Ben ile orman yürüyüşü yapıyorduk. Jack bağırdı.
"Luke, baksana hala burada duruyor."
Gölün üzeründe heybetli bir şekilde duran ağaca halat bağlamışlardı. Etkileyici manzaraya yeniden baktım. Luke bana baktı.
"Denemek ister misin?"
Kaşlarımı çattım. Ben, halatı tuttu. "Bak bunu tutarak karşıya geçiyoruz. Aslında oldukça kolay."
"Göster ona Ben." Dedi Jack. Ben halat ile geriye gitti. Daha sonra halata sıkı bir şekilde sarılarak koşmaya başladı. Göl kenara geldiğinde zıpladı ve gölün üstünden halata sarılarak geçti. Diğer tarafa geçtiğinde halatı bizim tarafımıza fırlattı.
"Haydi dene Alex."
Luke bana baktı. "Tamam." Dedim.
Halatı alarak Ben gibi geriye gittim. Derin nefes aldım ve koşmaya başladım. Luke bağırdı.
"İyi gidi- Hayır, zıpla!"
"Ne?"
Zıplmaya çalışırken botum göl kenarındaki taşa çarptı. Tahmin edebileceğiniz gibi göle düştüm. Panik olmuş bir şekilde bağırdım.
"Ben yüzme bilmiyorum."
Luke göl kenarında ellerini beline koymuş bir şekilde bana baktı. "Bana yardım et!"
Suyun içinde çırpınmaya çalışırken, suyun boğazıma gelmediğini farkettim. Daha sonra kaşlarımı çattım. Ellerimi hareket ettirmeyi bırakıp etrafa baktım. Göl dizime kadar geliyordu. Gölün içinde oturuyordum. Birden ciddileşerek ayağa kalktım. "Tamam yüzmeyi öğrendim."
Luke kafasını salladı. "Ne kadar harika bir kız."
Gülümseyerek ıslanmış pantolonum ile onun yanına gittim. "Bana kıyafet verir misin?"
Kafasını salladı.
&
Çiftliğe yaklaştığımızda hafif bir şekilde kurumaya başlamıştım. Her ne kadar bugün sürekli düşsemde oldukça eğlenmiştim. Domuzların yanından geçerken, domuzlardan birinin dudağında piercing olsa nasıl olur diye düşündüm. Kendi düşünceme güldüm. Luke'a gülerek baktım.
"Biliyor musun? Biraz önce düşündümde domu-"
Önüme döndüğümde köpek ile göz göze geldim. İkimizde bir dakika boyunca hareketsiz ve sessiz kaldık. Soğuk terler dökmeye başlamıştım. Kalbim deli gibi atıyordu. En büyük korkum tam karşımda duruyordu. Köpek hırlamaya başladığı anda çığlığı bastım. Arkama dönüp Luke'un kucağına atladım.
"Götür beni! Koş! Çabuk! Bana bakıyor!"
Luke beni taşımaya başlarken, dengesini kaybetti. "Alex,"
Dedi zorlukla ve Luke dengesini kaybederek domuzların olduğu çamurlu yere düştük. Luke düşerken beni neredeyse fırlattığı için yüzüm çamura girdi. Kafamı kaldırığım anda kızgınlıkla Luke'a baktım.
"İki ayakla yürümek bu kadar mı zor senin için!"
Diye çığlık attım. Luke sinirle sırtını çamurdan kaldırdı. "Özür dilerim, üzerimde senin gibi olunca yürüyemedim."
Luke arkama odaklandı. Kafamı arkama çevirdiğimde domuz sürüsü bize geliyordu. Çığlık attım. "Luke! Çıkalım buradan."
Luke kafasını sallayarak ayağa kalktı. Çitlerin arkasında olan köpeği gördüm. Sonra Luke'a sarıldım. "İçerisi de dışarısı da çok tehlikeli. Luke ölmek istemiyorum. Daha biriktirdiğim paraları harcamadım."