Parti evinden çıkıp Luke'un evine geleli 5 dakika olmuştu. Luke kulağıma yaklaştı. Annemin ismi Liz, babamın Andrew. Kardeşim Ben ve Jack. Kafamı salladım. Luke hızlıca belimden tuttu. Evlerine baktım. Bizimkinin 2 misli kadardı.
"Bu kadar zenginsen neden ailen bu parayı vermekte sorun çıkartıyor?"
"Onlarla tanışınca anlarsın."
Kaşlarımı çattım. Kapı ziline bastı ve merdivenden inip yine yanımdı ki yerini aldı. Annesi kapıyı açtığında gözlerine inanamadı.
"Ulu Tanrım, kız gerçek."
Koşarak babası Liz'in yanına geldi. "Bir insan."
Gülümsemeye çalıştım fakat ailesi oldukça garipti. Luke derin bir nefes aldı. "Akşam yemeği için içeri mi girelim yoksa kız arkadaşımı restoranta mı götürmem gerek?"
Liz hızlıca kapıyı sonuna kadar açtı. "Lütfen içeri girin."
Gülümseyerek Luke ile beraber içeri girdik. Liz bana elini uzattı. "Bana Liz diyebilirsin."
"Bende Alex efendim. Tanıştığımıza memnun oldum."
Andrew elini uzattı. "Sonunda seninle tanışmak mutluluk verici. Luke ızun bir süredir seni sır gibi saklıyordu, ben gerçek olduğunu düşünmemiştim."
Luke'a baktım. "Öyle mi?"
Gülümsedim. Luke önden gitmemi söyleyerek yönlendirdi. Liz arkamdan Luke'a fısıldadı.
"Çok güzel bir kız."
Salona girdiğimde Jack ve Ben şaşırdı.
"Pizza sipariş ettiğimizi hatırlıyorum, kız değil."
Luke salona girdiğinde sesli bir şekilde konuştu. "Ben espiri yeteneğini kız arkadaşımda denemeyi bırak, onu etkileyemezsin."
Luke'a benzeyen -Jack- ayağa kalkıp elimi öptü. "Aslında, senin gibi biriyle çıktığını düşünürsek espiri yeteneği oldukça kuvvetli."
Jack çok dahice bir şekilde laf sokmayı başarmıştı. Luke gözlerini kısarak Jack'e baktı. "Kes şunu."
Ben, bana gülümsedi. "Ben, üç kardeşten en tatlı olanı, ismim Ben."
"Ben de yakışıklı olanı, Jack."
Luke gözlerini devirerek beni belimden tutarak salonun diğer tarafında olan koltuğa doğru yönlendirdi.
"Ben de tek çocuk skorunu koruyan Alex."
İkisi gülümsediğinde Luke kulağıma fısıldadı. "Komik olmaya çalışma."
Yüzümü asarak ona baktım. Liz ve Andrew yanımızdaki koltuğa oturdular.
"Luke bize bir kız arkadaşım var dediğinde hepimiz gülmüştük,"
Andrew söze girerek göz kırptı. "Ama oğlum aferin, güzel şaka."
Gülümsedim. Liz romantik bir anne gibi gözlerini ışıldattı. "Nasıl tanıştınız?"
"Iı,"
Luke hemen sözümü kesti. "Anlatmadan önce yemek yesek, gerçekten çok açım Anne."
Liz ayağa kalktı ve yemek masasına elni uzattı. "Tamam öyleyse haydi gelin."
"Luke bana lavoboyu gösterir misin?"
Luke kafasını salladı. "Gel hayatım üst katta."
Gülümseyerek beraber koltuktan kalktık. Luk elini tam kalçamın üzerine koyarak merdivenlere o şekilde yürüdük. Üst kata çıktığımız anda ona dirsek attım.