Luke
Elimde bir düzine çiçek vardı.Arabadan inerken, ellerimin titrediğini fark ettim. Dudaklarımı yaladım ve etrafta bir taş aradım. Bahçelerinin etrafında duran taşlardan üç tane alarak avcuma doldurdum. Tek yanan ışık, pembe perdeleri olan odaydı. O an pek düşünmedim ve cama taş attım.
Dudağımı ısırdım. Haydi ne olur, çık Alex.
Elimdeki diğer taşı da attım. Gölge yoktu. Kimse cama bakmaya gelmemişti.
İçimdeki ona 'seni seviyorum' diye bağırma istediği gittikçe bastırılmaz bir hal alıyordu. Ne olur Alex, çık camdan.
Üçüncü taşı attım. Sinirle baktım. Kimse cama çıkmadı. Alex için pes etmeyecektim. Taş almak için eğildiğim anda camın yukarı kaldırılışını duydum. O an kalbim delice attı. Kafamı kaldırdığım anda, ölmenin o gece bana izin verildiğini anladım.
Alex şişmiş yüzü ile camdan aşağıya bakıyordu. Gözlerinin altından akan makyaj ve karışık saçları yüzünü kapatmaya çalışıyordu. Benim yüzümden böyleydi.
Beni gördüğüne şaşırarak konuştu. "Luke?"
Umursamadan bahçelerinin çitinden atladım ve camına altına doğru koştum. "Alex, özür dilerim. Yemin ederim öyle bir şey yok. Seni kırdığımı biliyorum. Seni ağlattığımı biliyorum ve gerçekten üzgünüm. Ve o kız-"
"Konu kız değil Luke. Asla başka biri olmadı. Sen oldun."
Birden onu onayladım. "Evet, sana ümit verip durdum biliyorum. Be-"
"Üzgün olmana gerek yok Luke. Senden vazgeçiyorum. Bizim asla olmayacağımızı sen de iyi biliyordun. "
Hiçbir mimik yoktu. "Alex,"
"Ama seni affetmiyorum Luke. Seni asla affetmeyeceğim. Çünkü duygularımla oynadın. Kalbimi kırdın ve senin yüzünden acı çekiyorum."
Ağlamamak için hıçkırığını içinde tutarken, kalbim yangına sürgün gitti.
Ellerini cama koydu ve ağlamadan önce konuştu. "İyi geceler Luke."
Camı kapattı ve koşarak odasına geri döndü. Çaresizce cama baktım. Ellerimde çiçekler ile evin altında, ona baktım. Pes etmeyecektim.
Evin altında durup onu evden kaçırdığım gün için.
Sokaklarda beraber şarkı söylediğimiz için.
Onunla ülke ülke gezdiğimiz için.
Onu deli ettiğim için.
Sabahları gülerek uyanmasını izlediğim için.
Onun eşsiz tenine dokunduğum için.
Onun kokusu boynuma dolandığı için.
Dudaklarından öptüğüm için.
Umursamazca dakikalarca dans ettiğimiz için.
Metrelerce yüksekten atladığımı için.
