Three: Babygirl?

22.1K 937 212
                                    

Hayatımda ilk kez bir gece insanlar tarafından bilinen biri olmamın üzerinden 1 hafta geçmişti. Baloya eşsiz gitmiş Calum'un küçümseyici bakışlarına maruz kalmıştım. Gecem berbat geçmişti. Neden büyük konuştuğumu, anlamıyorum. Camila beni dürttü.

"Haydi ama artık bunu düşünme. Lise bitti. Calum faciası bitti." Beynimi okuyordu sanki. Gerçi son bir haftadır, bunun hakkımda konuşuyor ve bunun hakkında üzülüp duruyordum.

"Ama bana bakışını gördünüz değil mi? Ben hayatımda hiç bu şekilde ezik düşmemiştim."

Mary direksiyon başında olmasına rağmen bana döndü.

"Bak bu gece, seni öyle güzel giydireceğiz ki Calum yeniden düşünmek zorunda olacak."

Benim moralimi düzeltmeye çalıştıklarının farkında idim. "Ah bir de o mesele var. Ailem partiye gitmeme izin vermedi."

Camila arka koltuktan beni dürttü. "Neden?"

"Çünkü geçen partide zaten eve geç girdim ve ailemin mezun olmamı umursadığını düşünmüyorum."

"Puff!" Dedi Mary.

Onlara baktım. "Ama merak etmeyin evden kaçacağım."

Hepsi bir anda güldü. "Calum'un beni gördüğündeki yüzünü fotoğraflamak istiyorum."

Camila bana beşlik çaktıktan sonra Mary Donut dükkanın önüne arabasını park etti.

"Haydi al gel."

Kafamı salladım. Üstü açık bir araba olduğu için kapıyı açmadan atladım. Kısa şortum ve vazgeçilmez olan botlarım! Üzerimde askılı bir kıyafet vardı. Jean şortumun üzerinde oldukça hoş duruyordu. Hava burada o kadar sıcak olmadığı için hala biraz kuvvetli rüzgar barındırıyordu. Bu yüzden adaya düştüğümde yanıma alacağım 3 şeyden biri olan deri ceketim yine üstümdeydi. Mevsime göre giyinmeyi bilmezdim bu yüzden, böyle giyinmek hoşuma gidiyordu.

Dükkana girdiğim an çıkmak istedim. Calum ve arkadaşları masada oturmuş muhabbet ediyorlardı. Calum beni gördüğü an keyifle kafasını kaldırdı. Sipariş vermekle vermemek arasında kaldım.

"Alex!"

Diye bağırdığında dudaklarımı dişledim. Calum'un yanındaki kız çığlık gibi bir şey attı. "Cal, yapma."

"Haydi biraz eğlenelim."

Tamam, bence bugün donut yemek için uygun bir gün değil. Söylediği söz üzerine 360 derece dönerek kapıdan çıktım. Calum'un arkamdan geldiğini duyuyordum. Hızlı adımlarla arabaya doğru giderken motor önümü kesti ve ister istemez Calum'a dönüp konuşmak zorunda kaldım.

Calum'un sesini işittim.

"Bu gece ki partiye de eşsiz mi geliyorsun Alex?"

Arkamdaki motor yanıma doğru geldiğinde ne cevap vereceğimi bilemedim. Partide ona onca laf etmiş ve ardından eşsiz gelmiştim. Partiye de eşsiz gidecektim. Yanımdaki motorcu kaskını çıkarttığında, Tanrı'ya şükrettim.

Luke tam yanımda duruyordu. Luke sinirle "Calum."

Dedi. Calum birden ciddileşti. Eh sonuçta Luke onu yarışta yenmişti. Aralarındaki rekabeti bir salak bile anlayabilirdi. O da aynı şekilde sertçe ismini söyledi. "Luke."

Gülmeye başladım. "Ah evet şansa bak. Calum, tanıştırayım Luke. Siz zaten tanışıyorsunuz değil mi?"

Calum ve Luke aynı anda bana bakıp kaşlarını çattılar. Kalçamı Luke'un motoruna dayadığımda, gülümsedi. Calum hâlâ anlamamış gibi bakıyordu. "Calum'da tam partiye kimle geleceğimi merak ediyordu."

Luke'a yalvarısacısına baktım. İlk sertçe baktı. Sonrasında Calum'un kahkasını duyduğunda ona baktı.

"Bir sorun mu var?"

"Ne?" Sonra birden sustu. "Sen, ciddi-"

"Evet ciddiyim. Komik olan bir durum görmüyorum."

Calum kafasını salladı. "Partide görüşürüz o zaman."

Luke kafasını salladı. "Haydi bin bebeğim."

Ona şaşırarak baktım. Calum hala bizi izliyordu. Son kez Mary ve Camila'ya baktım. İkiside arabadan çıkmış bizi izliyordu. Onlara özür dileyerek baktım. Luke arkasına bindim. Bacaklarım onunkine değiyordu.

"Ne yapıyorsun?" Dedim sadece onun duyabileceği bir sesle.

"Borcunu ödeme vakti."

Aniden yüksek sesle konuştu. "Sıkı tutun bebeğim."

"Hayır böyle iyiyim."

Bana kaskını verdi. Kaskı takma uğraşırken birden gaz yaptı. Arkaya düşmek üzereyken fren yapıp ona yapıştım. Kollarım istemsizce onun vücuduna sarıldı. "Evet şimdi böyle daha iyi."

Güldü. Ona vurmak istedim. Kalçamı arkaya doğru atarak ondan az da olsa uzaklaşmaya çalıştım. "Görüşüz Calum."

Dedi Luke eğlenerek. Sessiz bir şekilde yerimde kaldım. Gerçek anlamda göt olmul bir şekilde kafasını salladı. Aslında eğleniyor olmam gerekirdi fakat tanımadığım birinin motorunda dans etmeye başlayamazdım.

Donut dükkanın oradan ayrılmaya başladığımızda Luke'un motorcu arkadaşları ona şaşkınca baktı. "Önemli bir işim çıktı."

Sürmeye başladığında sertçe nefes verdi. "Beni öldürmezsin değil mi?"

"Bugün değil."

Gözlerimi kapatarak ona iyice tutundum. Onun lanet yarışta nasıl hızlı sürdüğünü görmüştüm.

Birden gazı kökledi ve bedenimden ilk kez rüzgarın geçtiğini hissettim. Yerdeki yapraklar biz geçtiğimizde uçuşuyordu. Motor yavaşlamaya başladığında etrafa bakmak için kafamı kaldırdım. Bacağıma hızlıca vurdu.

"Haydi benden ayrıl koala."

"Ah, üzgünüm."

Hızlıca aşağa indim. Kaskı kafamdan çıkartıp ona uzattım. Etrafa baktım. Gölün kenarına gelmiştik. "Sanırım bana bir şeyler açıklaman gerekiyor."

Kafamı salladım. "Aslında senin de."

Luke ellerini deri ceketine geçirdi. "O zaman ilk ben başlıyorum."

Evet beni neden öptüğü hikayesini duymak istiyordum. "Yarışa başlamadan önce Michael bana eğer kazanırsan, Calum'un kızını öpebilirsin dedi. Yarış anında, Calum sinirle tam yanımda duruyordu ve sen de el kaldırınca ben sandı-"

O anı kafamda canlandırdım. Evet ödüllük bir pizzayı surata geçirme, hareketiydi ama hatırlamak utandırıcıydı. "Tamam, anladım şimdi."

"Evet, Calum ile aranızda olan ne?"

Ona baktım. Ellerimi ceplerime geçirdim. "Hiçbir şey. Onu baloya davet ettim o ise benimle alay etti."

"Ne için?"

"O popüler biri ben ise.."

Kafasını salladı. "Anlıyorum. Bence onun sözlerini bu kadar önemseme. Herhalde Calum gibi biri ile çıksaydım kalbimi sorgulardım."

Kahkaha attım. "Evet biraz aptal."

Gülümsedi. "Hala ismini bilmiyorum. Pizzayı suratıma atmış gibi bir geçmişimiz olsa da."

Gülümsedim. "Alex."

Elini uzattı. "Luke, partide ki eşin."

Come with me.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin