Haşmet&Emine One-Shots

25

(Haşmetle Didemin öldüğü bölüm, tek bir farklı detay var, Ferman hâlâ hayatta,beklenildiği gibi de olay örgüsü değiştirildi)

***

Her kes toplanmış Hızır Ali ile Didem'i yolcu etmeye çıkmıştı. Emine gün içerisinde geçirmeye çalıştığı endişesiyle oradaydı.

Vedalaştıktan sonra Didemler arabaya binmek üzereyken Emine onları durdurdu.

"Didem"

"Efendim Emine abla"

"Kızım belki saçma gelicek ama ben, benim içimde kötü bir hiss var, sanki giderseniz bir şey olucakmış gibi"

"Emine abla endişelenme, her şey yolunda " dedi Hızır Ali güven vermek istercesine.

"Biliyorum fakat engel olamıyorum işte, bu gün kalsanız, yarın gitseniz, olmaz mı?"

"Emine ha bu gün ha yarın, eninde sonunda gidecekler" dedi Haşmet

"Bu gün olmasın en azından" dedi Emine endişeyle.

Didem onun bu endişeli haline dayanamayıp sarıldı. Emine de sarılınca Didem konuştu

"Tamam Emine ablacım, yarın gideriz, yeter ki senin için rahat olsun"

"Oh teşekkür ederim kızım"

"O zaman en azından bavullarınızı önden gönderelim " dedi Ferman

"Öyle yapalım" diye cevap verdi Hızır Ali

"Madem gitmiyorsunuz, ailecek bir akşam yemeği yiyelim o zaman" diye ortaya bir teklif sundu Hızır

"Olur hatta çok güzel olur" dedi Behzat

Her kes toparlanıp içeri geçerken Haşmet Emineyi durdurup boş bir odaya çekti.

"Emine ne oluyor?"

"Ne noluyor?"

"Neden izin vermedin gitmelerine?"

"Haşmet bilmiyorum, içimde beni çok rahatsız eden bir şey, bir hiss var, sanki giderlerse geri dönmeyeceklermiş gibi" dedi Emine gözleri dolu bir şekilde.

Haşmet karısının bu haline dayanamamış, kendine çekip sarılmıştı. Emine'nin de sarılması gecikmemişti tabii ki.

"Sakin ol yavrum, kimseye bir şey olmayacak"

"Olmasın, birinizin daha yokluğunu kaldıramam ben"

Haşmet Emineyi kendisinden ayırıp alnından öptü. Yüzünü elleri arasına aldı ve gözlerinin içine baktı.

"Hiç kimseyi kaybetmeyeceksin, tamam mı? Haşmet Façalı sözü"

Kocasının dediklerine tebessüm etti Emine. Parmak uçlarında yükselip dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.

"İyi ki varsın Façalı dayı"

"Sen de iyi ki varsın güzelim"

****

1 saat sonra...

Her kes kahkahalar eşliğinde yemeklerini yerken Hızır'a gelen telefonla gözler ona taraf dönmüştü. Bir kaç dakikadan sonra elindeki çatal gürültülü bir şekilde tabağa düşünce her kes meraklanmıştı.