Günler günleri kovalıyor, Agit dolabına tıkıştırdığı ve giymek için heveslendiği kıyafetlere el sürmüyordu ama telefonuna gelen mesaj günler sonra eteklerini tutuşturmuştu.
Devran : Hazırlan, akşam yemeği için aşağı ineceğim.
Ama onu tutuşturan bu değildi elbette sonradan gelen mesajlardı.
Devran : Aldığın kıyafetlerden en beğendiğini giy.
Devran : Sen Devran Ahlatlı'nın eşisin, tüm aileye bunu göster.
Agit yatağından fırlayıp deyim yerindeyse uçarak odadaki banyosuna girip duşa girdi. Artık tamamen öğrendiği telefonu ve uygulamalarla bildiği bir şarkıyı açıp heyecanla hazırlanmaya koyuldu. İçindeki o ruh alevlenmişti bir kere kimin ne dediğini umursamak istemiyordu. Devran ondan eşi gibi davranamasını istemişti.
Saatler sonra aynanın karşısında kendisini inceleyerek gördüğü manzaraya gülümsedi. Kumral teninde kocaman ela gözleri parlıyordu ve ensesini aşan dalgalı kahve saçları şimdi ışık saçıyordu. İnce fiziğini ve belli belirsiz göğsünü saran siyah elbiseyle belki de ilk kez kendisini beğenmişti. O tam olarak buydu, kabul ettiği bedeniyle o güzelliği hak ediyordu. Agit güçsüz değildi, o sadece yalnızdı bu koca konakta. Biri ona destek verirse kanatlarını özgürce açabilirdi elbette.
Heyecanla Devran'ın odasına geldiğinde kapıyı tıklatarak içeri girdi ve "Geldim" diye seslenerek odanın içinde ilerledi.
Yine masa başında bulduğu adamı gördüğünde ise gözlerini kocaman açtı. Devran saçlarını kesmiş, sakallarını kısaltarak şekil vermiş, üzerine simsiyah takım elbise giymişti. Tekerlekli sandalyesine rağmen kendine bakabilmesi Agit'in bir kez daha ona hayran olmasına sebep olmuştu.
O yüzden de kekeleyerek "Ççok.. şey.. olmuşsun" dediğinde Devran sandalyesini ona doğru sürerek sorar gibi kaşlarını çattı.
Avuçları terleyen Agit ise dudaklarını birbirine bastırarak başını salladı. "İnelim mi şimdi?"
Devran yine hafifçe gülümseyerek onayladığında sandalyenin arkasına geçip "Ben halledeceğim" diyen kendinden emin gençle ellerini kaldırdı.
Agit birlikte odadan çıktığı adamla koridorda onun için yaptırılan asansöre bindi ve alt kata bastı. O da sık sık bu asansörü kullanıyordu.
Devran Ağa'nın yemeğe ineceği konağı ayağa kaldırdığı için geniş yemek odasında hareketlilik, mutfakta telaş ve aile üyelerinde endişe vardı. Devran aşağı indiyse bir şey olmuştu ve söyleyeceği bir şey var demekti.
İkili beraber odaya girdiklerinde hanımağa hariç masadaki herkes ayağa kalkınca Agit şokla onlara baktı. Zelal Hanım dahil hepsinin el pençe görüntüsü gence garip gelmişti. Devran'ın dayıları amcaları ve halaları da kendilerine düşecek aslan payını öğrenmek için yemeğe katılmışlardı.
Agit kendileri için Afşin'in işaret ettiği masanın baş köşesine sandalyeyi götürüp durdurdu. Herkese oturmalarını işaret ettikten sonra onlar oturken Agit kenara çekilecekken Devran'ın kaş işaretiyle hemen sağındaki sandalyeye sessizce oturdu. Hemen yanında biten Cahit'in verdiği defter ve kalemle çekilmesini işaret etti.
Hepsi onun ne yazacağını merakla beklerken Devran önce yazdığını Agit'in önüne uzattı.
- Yazdıklarımı sesli oku -
Agit hızla başını salladığında tekrar defteri önüne alıp meraklı ve endişeli bakışlar eşliğinde uzun uzun bir kaç cümle yazdı. Tekrar Agit'e uzattığında genç büyük harflerle yazılmış cümleleri ayıp olmasın diye ayağa kalkarak sesli okumaya başladı.