Devran kulağına fısıldanan cümle ile oturduğu sedyenin ucunda olduğu yere çivilenmişti. Gözleri kocaman açılmış, resmen dili tutulmuştu. Kafasının içindeki tüm kelimeler o an silinmişti ve doktora işaret parmağıyla kendini gösterip kekelemeye başladı.
"Be..benim.. Ben.. Ço..cuk.. He..diye.." Ağit'e dönüp girdiği şokla "Ben.. Baba.. Baba.." Ne oldu diye odaya giren Cahit'e de dönüp "Baba..Ben.. Baba..Ola.." derken kararan gözleriyle sedyeden kayıp sert zemine çakılarak bayıldı.
Agit korkuyla sedyeden kalkıp Devran'ın başına çöktü. Gözleri kapalı adamı "Devran, Devran" diye sarsarak doktora döndü.
Cahit telaşla "Ağam" diyerek Devran'ın yanına çöktü. Doktor ise gülerek başını iki yana salladı. "Alışkınız biz, ayılır korkmayın."
Cahit elini dizine vurup "Gitti dağ gibi Devran Ağa" deyince Agit bir yandan kıkırdadı, bir yandan da Devran'ı sarstı.
Devran'ı ayıltmak ise Agit'i ayıltmaktan daha zor olmuştu. Dakikalar sonra gözlerini açan Devran karşısında Agit'i gülümserken görünce "Yeminle denizatı gibi ben doğururum güzel oğlanım" diye mırıldanarak doğruldu. Sonra da Agit'e sıkıca sarılıp dolan gözleriyle alnını oğlanın omzuna dayadı.
Agit genişçe gülümseyerek Devran'ın ensesindeki saçlarını okşadı. Gerçekten o mükemmel bir baba olacaktı, buna emindi.
Devran çocuğumuza iyi bir baba olacağım söz veriyorum demişti ve kimse bunu doğum gününde aldığı bebek haberiyle başlamasını beklemiyordu.
Agit'i hastaneden çıkarttığı gibi bütün planlarını değiştirmiş, ilk uçakla Mardin'e dönmüş, Agit'i de konağa götürüp odasına bile kucağında çıkarıp yatağın üstüne koymuş ve bütün konağı ayağa kaldırmıştı.
Haberi ilk alan hanımağa gururla Agit'in yanına kadar gitti. Oğlanın eline uzanıp öpmesiyle alnından öpüp ilk altınını yakasına iliştirdi ve Devran'a döndü.
"Hayırlısıyla sağlıklı doğsun evlatlarım."
Agit duygulanarak hanımağayı içinde affedip yaşlı kadına sarıldı. "Allah senden razı olsun hanımağam, Devran Ağa ile evlenmeme sen vesile oldun" deyip alnına konulan öpücükle gülümsedi.
"Allah senden de razı olsun güzel oğlan, Devran'ıma sevgini, saygını, emeğini verdin. Şimdi bir de kucağına çocuğunu verirsin hayırlısıyla."
Hanımağa gittikten sonra odaya giren Afşin göz yaşları içinde "Agiitt" diyerek oğlana sıkıca sarıldı. Agit sanki kardeşi Afşin'miş gibi gözleri dolu dolu "Abla benimki de ağlak olacak" dedi.
Afşin omzunda kıkırdayarak "Kız olursa valla talibim oğluma" dedi ve onları duyan Devran "Ben kızımı veriyor muyum hele bir de bana sor" diyerek kaş çattı ama Agit'in de kaş çatmasıyla ağzını fermuar yapar gibi kapattı.
O gecenin sabahı bütün ilçe Devran Ahlatlı'nın çocuğu olacağı haberiyle çalkalanmıştı. Devran Ağa konakta kestirdiği adakları civar komşulara dağıttırmış, bununla da kalmayıp çevre köylerde de kestirip her eve dağıttırmıştı. Çoluğa çocuğa, yetime öksüze, kimi duyup öğrendiyse evlerine paket paket hediyeler göndertmişti.
Konakta kazanlarla pişen yemekler ve kesilen adaklarla bütün aşiretler bu güzel haber için davet edilmiş, Devran Ahlatlı'yı bilen seven herkes hayırlı olsuna gelmiş, konak bahçesi dolup taşmıştı.
Devran ise Agit'i hiçbir işe dokundurtmuyor, divanda yanı başına oturtuyordu. Hayırlı olsuna gelip gidenleri izleyen Agit terleyerek eliyle yüzüne yelpaze yapmaya çalıştı, onu sohbet sırasında göz ucuyla gören Devran çalışanlardan birini çağırıp yelpaze getirmeye gönderdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kal Benimle (Bxİ)
General FictionTAMAMLANDI Eşcinsel kurgu... İnterseksüel birey içerir!!!