Aşkım az daha unutuyordum seni manyakbubju_ düğün senindir ♥️♥️♥️
Devran ve Agit merdivenlerden el ele inerken Devran'ın adamları kalabalığı yararak geçecekleri yollarını açtı. İkili konağın bahçesine çıktıkları an ise her şeyden haberdar olan hanımağa tüm konağı iletecek bir zılgıt koparttı. Onun başlamasıyla da bütün kadınlar zılgıt çalmaya başladılar.
Konağın etrafındaki damlardaki kadınlar ellerindeki erbanelere vurarak sokakları inleten zılgıtlarıyla çalmaya başladılar. Çünkü Agit erkek olduğu kadar da kadındı ve Devran Ağa onun kadın yanına sonsuz saygı duyuyor, sesini de tüm Mardin'e duyurmaya hazırdı.
Agit gördüğü çalgıların sesiyle Devran'a döndü. Onun alnından öpen adam ise gözlerinden yaş süzülen oğlanın kulağına eğildi.
"Sen benim oğlanım, sen benim kadınımsın. Hiçbirinden farklı değil, sadece benimsin."
Agit de başını sallayarak onu alkışlar ve zılgıtlarla kutlayan kadınlara baktı. Hanımağa ile göz göze geldiğinde gülümseyen yaşlı kadınla dudaklarını büzdü. Ona ilk güzel oğlan diyen oydu ve onu olduğu gibi görmüş, onun her yanına da saygı duymuştu.
Tüm kalabalık olanları ve sesleri şokla izlerken Cahit'in başı çektiği koruma ordusu ise konağın bahçesine inen ikiliyle arabaların başına geçtiler.
Cahit ise DAA plakalı Mercedes'in kapısını açtı. Devran önce Agit'in binmesi için kenara çekilip heyecandan bayılacak oğlanın arabaya binmesiyle arabaya bindi. Sürücü koltuğuna Cahit geçerken yanına da Afşin oturdu.
Düğünün yapılacağı asıl yere gitmek için arabalara binerken hâlâ Devran Ağa'nın ayağa kalkmasının şokunu yaşayanlar bu kez gördükleri araba ordusuyla şoktan koşa girdiler. İkilinin bindiği arabanın önünde sadece düzinlerbe koruma arabaları arkalarında ise bir onun kadar daha vardı. Devran Ahlatlı aşiretiyle dost olan bütün aşiretler ise arabalarının kornalarına asılıp kovboyda yerlerini almışlardı.
Arabada ise heyecandan eli ayağı titreyen oğlan Devran'ın eline yapıştı. "Etme Devran Ağa'm, ne etcen daha" dediğinde yanında oturan adam Agit'i tuttuğu gibi dudaklarına yapıştı.
Geri çekilip oğlanın kulağına eğildi. "Sen bana bir hayat verdin, ben sana dünyaları versem az gelecek."
Bir ordu olarak yola çıkan arabalar Mardin sokaklarını inleterek düğün yerine gidiyorlardı. Her araba özenle süslenmiş, Devran'ın olduğu arabayla aynı modelde arabalar onların olduğu arabayı koruyorlardı.
Düğün yerine gelindiğinde ise onları karşılayan koca bir alan ve yüzlerce misafir vardı. Herkes arabalardan indiğinde Devran arabadan indi ama Agit'in inmesine izin vermeden belindeki silahı çıkarıp ard arda tetiği esti. Onu takip eden binlerce aşiret üyeleri silahlarına davranıp havaya sıkmaya başladı.
Devran arabaya yönelip arabada kalmasını söylediği oğlanla onu tebrik etmeye gelen aşiret liderlerinin tebriklerini kabul etti.
Afşin arkasını dönüp kucağındaki parmaklarıyla oynayan Agit'e dönerek güldü. "Ben sana dediydin, aşiret liderinin eşi olmak kolay değil."
Agit alt dudağını dişleyip "Düğün isteyen ağzıma tükürem ben, ölücem abla heyecandan" dedi.
Afşin ona gülerken Agit açılan kapıyla Devran'ın uzattığı eli tuttu. "Gel güzel oğlanım."
Agit'in arabadan inmesiyle çalınan zılgıtlar ve müzik sesleri eşliğinde büyük masaların konulduğu açık alanda el ele yürüyerek oturacakları masaya geçtiler.
