37 -

2.5K 277 45
                                    

Agit koca bir kase şekerlemeyi bitirmiş, şişen karnını sıvazlayarak sandalyesinde keyif çatıyordu. Devran'ın işini bitirmesini bekliyor, akşama gidecekleri restorant için şimdiden heyecanlanıyordu.

Masanın üstündeki boş porselen kaseyi alıp mutlu mutlu "Bitti bu" diyerek omuz silkip kaseyi Devran'ın masasına götürmek için ayaklandı ama ayağına katılan koltukla acıyla bağırıp elindeki kaseyi düşürdü.

Devran "Dur orda" diye koltuğundan fırladı ama Agit düşürdüğü için korkarak "Elimden kaydı" deyip porselen kırıklarını almak için bir adım attı ve ayağına giren parçayla bağırdı ve onu belinden tutup kucaklayan adamla acıyla gözleri doldu.

Hızla onu masaya oturtan Devran "Ah be güzelim dur dedim" diyerek önünde diz çökerek ayakkabılarını çıkardı. Tüllü çorabı kandan kırmızıya dönmüştü ve Devran korkuyla çorabını da çıkarıp ayağının altına baktı. Porselen ayakkabı ince olduğu için ete saplanıp çıkmıştı. Agit "Acıyor" diye gözleri dolu dolu kısık sesiyle Devran'ın elini tuttu.

"Tamam güzelim, hastaneye gideceğiz şimdi" diyen adam Agit'i kollarının altından tutup kucağına aldı ve bacaklarını kol kolunun altında destekleyerek odanın kapısına yönelip kapıyı açtı.

Agit acısını çok belli etmemek için sessiz sessiz ağlarken Devran'ın boynuna sarıldı ve ona bakan çalışanlar yüzünden utanarak "İndir aşağı Devran, kendim yürürüm" dedi ama çoktan merdivenlerden inen adamla tüm gözleri üzerinde hissettiği için yüzünü adamın boynuna saklayarak Devran'ın omzuna küçük küçük vurdu . "Herkes bize bakıyor, rezil oldum, bırak ya nolur" diye sitem etti.

Devran ise kaşlarını çatarak onları izleyenlere baş hareketiyle işlerine dönmesini söyledi. Çalışanlar korkuyla işlerine dönerken Devran boynunda saklanan oğlana fısıldayarak "Kimse bakmıyor güzelim, bak istersen" deyip merdivenlerin sonunda kapıdaki adamlara seslendi.

"Arabayı getirin."

Agit dudaklarını birbirine bastırarak başını Devran'ın boynundan çıkarıp etrafına bakındı. Kimse ona ya da Devran'ın kucağına almasına bakmıyordu, yokmuş gibi davranıyorlardı.

Devran kapının önüne gelen arabayla cam kapılardan çıkıp arabanın kapısı açıldığında kucağında Agit'le arabaya bindi.

Agit ayağının altındaki sızıyla dudak büzerken Devran arabanın içinde bulduğu temiz bezle kanayan yaraya baskı uyguluyordu. Şoför çoktan nereye gideceğini bildiği için sormadan gazlamaya devam etti ve şirkete yakın bir klinikte durdu.

Devran kucağında Agit'le arabadan inip klinikten içeri girip onları karşılıyanlarla Agit'i müdahale odasına götürdü.

Doktor sedyeye yatan Agit'in sol ayağının altındaki yaraya bakarak hemşirelerden bir şeyler istedi ve korkuyla Devran'a bakan oğlana gülümsedi.

"Endişelenmeyin büyük bir kesik değil, damara denk gelmiş sadece."

Doktor Agit'in yarasıyla ilgilenirken Devran dikkatle onları izliyordu. Yıllardır yürümeyen bir adam için Agit'in küçücük bir kesiği bile endişelendirmişti. O yüzden koşa koşa hastaneye getirmişti.

Agit'in ayağı tedavi edilip sarıldıktan sonra doktor yaranın tedavisi için gereken ilaçları yazarken Agit sedyeden inmek istedi ama çoktan onu kucaklayan adamla ofladı.

"Yürüyebilirim ama ayakkabılarım yok."

Devran şirkette bıraktığı ayakkabılarla gülerek "Artık yürümezsin çıplak ayakla" deyip oflayan oğlanın yanağını sıktı. "Sus bakayım, kocaya oflanmaz eli maşalı."

Kal Benimle (Bxİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin