Devran Ağa ve Agit oğlanın düğününe daha yirmi gün vardı ama şimdiden tüm konak ayağa kalkmıştı. Kazan kazan yemekler için aşçılar tutulmuş, konağın süslenmesi için biri gidip biri gelen organizatörler sadece Devran ve Agit'in konaktan çıkışı için günler öncesinden başlamışlardı. Asıl düğün ise Agit'in ağanın kulağına fısıldamasıyla kır düğünü olarak planlanmış Mardin'in en lüks mekanı seçilmişti, oraya da çoktan Devran Ahlatlı'nın düğünü olacak diye haber salınmış, hazırlıklar başlamıştı.
Bütün aşiretlerin dilinde ise Devran vardı.'Ağa kafayı bozmuş, oğlana düğün mü yapılır?' 'Devran Ağa'nın oğlanı gelin mi olacakmış, o nasıl iş?' 'Ağa'da iyice ipini kopardı'
Tüm fısıltılara kulak tıkayan Devran ise konakta etekleri uçuşa uçuşa dolanan oğlanın gülüşü için bütün servetini yakmaya hazırdı. Devran düştüğü aşkın derinliğini o kadar net görüyordu ki, Agit a dese sana feda olsun güzel oğlanım diyordu.
Oysa Agit sadece bembeyaz bir elbise ve gümüş bir toka istemişti. Hanımağa ise oğlanı kolundan tuttuğu gibi Mardin'in her yerine götürüp çeşit çeşit altın kolyeler, kemerler, tokalar, saatler, bileklikler almıştı.
Hamile haliyle onun yanında gezen Afşin ise oğlan ne kadar yapma etme bebene bir şey olacak dese de "Sus bakayım, bizim güzel oğlanımız evleniyor kalsın içerde az daha" diye diye Agit'le onlarca mağazaya girip poşetlerce kıyafetle çıkarıyordu. Peşlerinde sürünen Cahit ve adamlar ise arabalarını bir oraya bir buraya sürüyordu.
Agit gittikleri bir kuyumcuda ise Devran'ın önceden haber vermesiyle karşılaştığı olaya şok geçiriyordu. Devran Ağa güzel oğlanı için boyunca altın zincir, kilosu kadar altın almış ve bunu da düğün öncesi Ağa'nın güzel oğlanına hediyesidir dedirtmişti.
Agit neredeyse isyan ederek ağlayacakken bu kez hanımağasından "Sen karışmayasın oğlan" lafıyla taktığı yakut bir yüzükle çarşının ortasına oturup "Ama sadece düğün olacaktı" diye ağlamaya başladı.
Onu kolundan tuttuğu gibi başka bir mağazaya sürükleyen Afşin ise "Sen aşiret ağası Devran Ağa'nın baş tacısın güzel oğlan, daha ne gördün" diyordu.
Agit günlerdir gezdiği onlarca yerden sonra ise Devran'ı göremediği için bir akşam onun odasına dalıp "Vazgeçtim, yeminle vazgeçtim. Düğün neyin istemiyom, seni göremiyom ben" diyerek kucağına koşup boynuna sarıldı.
Devran onun tatlı isyanına gülerek güzel oğlanının göğsündeki başını okşadı. "Canına kurban olduğum Devran Ağa ile evlenmek böyle olur, alışırsın."
Agit omuz silkerek başını kaldırıp asılan suratıyla "Sen evlenelim dedin Mardin'i satın alalım demedin" deyince Devran gülerek "Yok güzel oğlanım o kadar da değil. Mardin'i satın almam, memleketime dokunmam ama istersen Mardin'in en güzel arsasını satın alırım" deyince Agit adamın kucağından fırlayıp "Sen de çok ettin ama agam, istemez arsa, altın, Mardin. Ben seni göremiyom ki kaç gündür, yüzünü göreyim yeterdi" dedi.
Çünkü Devran düğün gününe kadar işlerinin hepsini halletmek istiyordu, güzel oğlanını götüreceği tatil için şirketteki işlerini halletmesi lazımdı. Bu yüzden de Agit çarşı pazar gezerken o her gün şirkete gidiyor, geç saatlerde dönüyordu.
Devran derin bir nefes verip bacaklarına hafifçe vurdu. "Kocanın kucağından kalkmak yok güzel oğlan."
Agit dudak büzerek tekrar yan oturduğu kucakta sandalyeden aşağı sarkan çıplak ayaklarına baktı.
"Bitmedi mi daha işlerin, valla düğün istemem, göreyim seni."
Devran oğlanın saçlarını öpe öpe derin soluklar alarak "Az kaldı güzel oğlanım. Düğüne kadar şirketin işlerini halledeyim, atılacak imzalarımı atayım. Sonra rahat rahat balayımızı yaşarız" deyince Agit heyecanla başını kaldırıp adama baktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/377912618-288-k93620.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kal Benimle (Bxİ)
General FictionTAMAMLANDI Eşcinsel kurgu... İnterseksüel birey içerir!!!