Kal Benimle (Bxİ)

30 -

Yatakta küçük bir canavara dönüşen Agit normal zamanlarda çevresinden ve Devran'dan utanmaya devam ediyordu. Devran buna ne kadar şaşırsa da onun yatakta kendisinden cesaret aldığını bilerek içindeki küçük doyumsuz canavarı ortaya çıkardığını biliyordu.

İşte tam da bu yüzden Agit hava alanında tuvaleti geldiği için Devran'ın uzun boyuna ulaşmak için ayakları üzerine yükselip omzundan tutunduğu adamın kulağına fısıldadı.

"Hangi tuvalete gitmem gerekiyor?"

Devran bu komik soruyla gülerek başını iki yana salladı ve o da Agit'in kulağına fısıldayarak "Sen hangisine gitmek istersen güzel oğlanım" dedi.

Agit çekinerek başını eğip parmaklarıyla oynarken Devran uzak bir yerde onları izleyen Cahit'e gelmesini işaret etti.

Yanlarına gelip "Buyur ağam" diyen Cahit'le etrafına bakınıp "Bir iki kişi al yanına Agit'i tuvalete götürün, uçak gelene kadar beklemesin" dedi.

Devran, Mardin gidiş dönüşü için özel uçak kiralamıştı ama Agit otelden çıkmak için acele etmiş "Geç kalırız" diyerek hava alanına koşturmuştu. Devran ne kadar uçağın mecbur bekleyeceğini söylese de erkenden hava alanına gelmişlerdi ve Agit'in uçak inene kadar sabrı kalmamış, tuvaleti gelmişti.

Cahit hızla başını sallayarak "Tabi ağam" deyip Agit'i özel yolcuların gidiş peronundaki lavabolara götürdü. Agit çekingen bakışlarıyla etrafındaki insanlara bakarak lavaboların kapılarına baktı ve arkasını dönüp onu cesaretlendiren Cahit abiyle erkekler lavabosuna girdi.

Köyde yaşarken erkek ya da kadın ayrımı yoktu kafasında, okulda da özellikle ders saatlerinde gider kimsenin olmadığı zamanlarda girerdi. Konakta ise kendine ait odası ve lavabosu vardı. Ama şimdi bir toplumun içindeydi ve adapte olma sürecini yaşıyordu.

Devran ona karşı oldukça olağan davranıyor, herhangi bir cinsiyete göre konuşup hareket etmiyordu, onun yanında oldukça rahat ve güvende hissediyordu. Lavabodan çıktığında onu elleri arkasında sırtları dönük bekleyen adamlarla korkak bir nefes verdi ama Cahit abisinin yanına küçük adımlarla gidip onun "Uçak gelmiş küçük beyim" diyerek yolu göstermesiyle hızlıca başını sallayıp Devran'ın yanına döndü.

Onu omuzlarından sarıp saçlarından öpen adamla gülümseyerek "Ee Mardin bizi bekler güzel oğlanım, hadi gidelim" diyerek kolu altında yürümeye başladı.

Yine uçakta korkuyla Devran'ın koluna yapışmış kısa süren yolculuk sonunda yere ayak bastığında elini göğsüne atıp "Bir gün havada ölücem" diyerek yanına gelen adamın gülmesine "Gülme" diyerek dudak büzdü.

Devran hava alanına getirilen arabalarına binerek yanına oturan oğlanın dudaklarına kapı kapanır kapanmaz yapışıp sertçe öptü.

"Sana gülmemek ne haddime güzel oğlanım, hayatımın neşesi sensin."

Agit sanki saatlerce önce deli gibi sevişmemişler gibi utanarak başını eğdi. Devran'ın küçücük bir iltafında bile çok hoşuna gittiği için yüzü kızarıyordu.

Onun kızaran yüzüne bakan Devran ise oğlanı kendine geçip kolları arasına aldı."Her halin beni öldürecek Agit. Yatakta 'Devran lütfen' diye inlerken tek güzel sözümde utanıyorsun."

Agit gözlerini kocaman açıp Devran'a dirsek atarak "Ağaam" diye uzatarak uyarıp başıyla şoförün ayrılan cam bölmesini gösterdi ama gülerek omuz silken Devran'la oflayarak başını eğdi. Saçlarına aldığı derin bir öpücükle de Devran'ın beline kollarını sardı.

"Sence bebeğimiz olur mu? Bissürü yaptık ya."

Devran kaşlarını çatıp göğsüne başını yaslayan oğlana bakarak saçlarını okşadı. "Acelesi mi var güzel oğlanım, vakti gelince neden olmasın."