Kal Benimle (Bxİ)

31 -

Devran Ahlatlı sayılı anlarda sigara yakardı. Ya dişli bir düşmanı öldüreceği zaman ya da gerçekten canı yandığında. Ve onun canını yakmak kolay da değildi. Fakat şu andaki düşmanları dişli olmaktan uzaktı ama Agit'in çığlığı canını fena halde yakmıştı ve Devran'ın canı yanarsa yakardı.

Cahit'in uzattığı çakmağı alıp kanlı elini dişleri arasındaki sigaraya siper ederek yaktı ve derin bir nefes çekti. Başını kaldırıp karşısındaki eski konağa baktı.

Bir saat önce ağzına silahı dayadığı adamın konuşup Agit'i götürdükleri yeri söylemesiyle tetiği çekmişti.

Devran'ın eline kan bir kere bulaşmıştı ve artık güzel oğlanı dışında hiçbir su onu temizleyemezdi. Arkasındaki onlarca arabaya ve aşiretin de toplandığı yüzlerce adama döndü. Sigarasının sonuna gelip eski konağın etrafına benzin döken adamlarla biten sigarasını yere atıp ayakkabısıyla söndürdü.

Ahlatlı konağı ise Agit'in kaçırılmasıyla ayağa kalkmış, Devran'ın babaannesi Ezberey Ahlatlı'nın Berçem için ölüm hükmünü vermesiyle tüm aşiretler ayaklanmıştı. Çünkü Berçem'in babasının lider olduğu Zehteroğlu aşireti de silahlarına sarılmışlardı.

Ayağa kalkan Devran Ahlatlı'nın öfkesini bilen aşiret ya anlaşma yoluna gideceklerdi ya da aşiretler birbirlerine girecekti. Ve bu Devran'ın zerre umrunda değildi. Agit'in saçının tek bir teline tüm Mardin'i birbirine katacaktı.

Belindeki silahı kanlı eline alan Devran eski konağın bahçe kapısını tekmeleyerek açıp silahı havaya kaldırıp ard arda sıktı. Peşinden gelen adamları bu işaretle konağın çevresinden fırlayan Zehteroğlu aşiretinin adamlarıyla çatışmaya başladı. Cahit hemen arkasında Devran'ı korurken öfke saçan adam önüne çıkanın kim olduğuna bakmadan sıkıyordu.

Konağın içine dalan Devran nefret dolu sesiyle "BERÇEM" diye bağırarak üst katın merdivenlerine yöneldi. Peşinden giren onlarca adamla ikinci kata ulaşıp odaların kapısını tekmeleyerek açtı.

Agit'i bulamadıkça çıldırıyor, çıldırdıkça öfkesi artıyordu. Öfke saçan gözlerini arkasındaki adamlara çevirirken duyduğu ayak sesiyle başını yukarı kaldırıp tavana baktı. Aradığı kişi üst kattaydı, terasta.

Dişlerini daha da sıkarak çatı katının merdivenlerine yöneldi ve bastığı yeri titreten adımlarıyla merdivenlerin sonundaki terasa ulaştı. Büyük cam kapıyı tekmeleyerek parçalara ayrılan camlarla içeri girdi.

Terasta karşılaştığı adamla gözlerini kapatıp nefretle nefes vererek açtı. Tek başına gülümseyerek onu izleyen adamla silahını doğrulttu.

"Agit nerde?"

Behram yorgun bir soluk verip omuz silkerek cam bölmeli odayı gösterdi. "İçerideki odada, uyuyor."

Devran sinirli bir soluğuna bir kaç adım ilerleyerek silahını kaldıran adamla karşı karşıya geldi.

"Ona hangi elinle dokundun?"

Behram gözlerini kısarak "Hadi ama Devran Ağa, o kadar da değil. Ona dokunmadım bile, sadece uyuttuk" deyip boşta olan sol elini kaldırdı.

Devran dişlerini sıkarak Behram'ın eline doğru tetiği çekti. Behram çığlık atarak elinden düşen silahla elini tuttu. Devran bu kez Behram'ın sağ bacağına namluyu çevirip tetiği çekti. Behram acı dolu çığlığıyla dizleri üstüne düştü.

Devran bu kez de silahı onun kafasına doğrulttuğunda "Oğluumm" diye bağırarak terasa koşan kadınla kaşlarını çattı. Zelal Hanım koşarak Devran'ın silahının önüne geçti.