Devran Agit'in ısrarlarıyla doktorun karşısına geçip yanındaki oğlanın elini sıkı sıkı tutarak hatırladıklarını anlatmak için derin bir nefes verdi.
Bir yandan Agit'in elini bırakmak istemiyordu bir yandan da bırakmazsam nasıl anlatırım diye düşünüyordu. Çünkü Agit'in elini bir saniye bıraksa onu bırakıp gider diye korkuyordu.
Bunu anlayan oğlan ise yavaşça elini çekip elini onun bacağına koyup "Burdayım" diye fısıldayarak doktoru gösterdi.
Devran bir kez daha elini onun elinin üstüne koyup cesaret alır gibi ofladı ve ellerini kaldırdı.
- Berçem. O. Halamın kızı. Biz doğduğumuzda aileler söz kesmiş ve biz çoktan evlenmek için büyümüştük. Onu sevmeyi deniyor ama sevemiyordum. O ise çoktan ailelerinin karar verdiğini, mecbur evleneceğimizi söylüyordu. Ben de fikre alıştım -
Agit ve doktor sakince Devran'ın parmaklarını izlerken genç adam kaşları çatılarak devam etti.
- Sonra o adam geldi. Behram... İkisi... Onlar birlikte.. Gördüm. -
Doktor ne olduğunu amlayarak başını sallayıp "Lütfen kendini zorlamadan devam et" dediğinde Devran derin bir nefes vererek Agit'in bacağındaki elini tuttu ve hafifçe sıkarak oğlanın cesaret verir gibi başını sallamasına yutkundu.
"Burdayım, bırakmam."
Agit sürekli bunu tekrar etmesi gerektiğini biliyordu, çünkü onun endişesini ve şüphesini görmüştü.
Devran tekrar doktora dönüp devam etti.
- Ben nişanı attım.. Çünkü bu ağır.. Ama kimseye onları söylemedim.. Yoksa ikisini de öldürürlerdi -
Gözlerini kapatıp açarak aslında neden bunu zamanında yapmadığını düşündü. Berçem'in ölmesini istememişti. Annesi gibi ölmesini istememişti. Çünkü yıllarca Devran'ı annesinin babasına ihanet ettiğine ve bu utanca dayanamayıp kendini öldürdüğüne ikna etmişlerdi. Devran hiçbir zaman onlara inanmak istemese de eğer Berçem'i de öğrenirlerse ölmesine neden olacağını düşünmüştü.
- Ama Berçem ayrılmak istemedi ve sürekli bir hata yaptığını, bir daha yapmayacağını söyleyip af diledi. Ben affedemedim -
Yavaş yavaş kazayı ve daha sonrasını hatırladığında sertçe yutkundu.
- Kazadan sonra beni konağa götürdüler. Bacaklarım hareket etmiyordu ve bütün vücudum sargılıydı. Kemiklerim.. Kemiklerim kırılmış -
Doktor da o zamanları bildiği için "Evet biliyorum, bir süre yataktan kalkamadın" deyince Devran başını salladı.
- Sonraki günlerde Berçem odama girdi, karanlıktı ve yanında yine o adam vardı. Çok öfkelenmiştim neden hâlâ o adamla diye -
Sertçe yüzünü sıvazlayıp devam etmeden önce Agit'e döndü ve ona acımaktan uzak sevgiyle ve anlayışla bakan oğlanla acı bir tebessüm etti.
- Ayrıntılı anlatmak istemiyorum, eşim yanımda. Ama onlar Berçem'in benden çocuk sahibi olabilmesi için bir şey yaptılar. Kımıldayamıyordum. Konuşamıyordum. Onlar gülerek fısıldaşıyorlardı -
Omuz silkerek artık tamamen kendini bırakıp duyduklarını söylemeye başladı.
- 'Artık sakat adamın bana ne yararı olacak' 'Yatalak kaldı sonunda' 'İyi ki ölmemiş yoksa mirası ne sana kalırdı ne de onun çocuğuna' 'Çık şunun üstüne de soyun artık' 'İnşallah kaldırabiliyordur yoksa erkekliği de mi kalmadı' -
Devran hızlı hızlı nefes verirken yanında oturan Agit hemen elini tutup "Geçti, valla hepsi geçti. Dövdüm ben o pisliği, valla bir şey yapamaz, ben varım yanında" diyerek telkinler ediyordu.