Bölüm 25

18K 511 122
                                    


O gece baranla konuşmamız'ın üstünden tam iki gün geçmişti, bahsettiği evrakları hâlâ bulamamıştım, Mervan Ağa'nın odasına bile girmiştim,ama hiçbir yerde yoktu.

"Acaba,bu proje otelin lobisinde ki ofiste olabilir miydi?"Mervan Ağa'nın sıklıkla gittiği ofis!"Peki ben nasıl ele geçirecektim,konağın kapısına kadar çıkamayan ben,otele nasıl gidecektim.

Akşam olmuş, yemek vakti gelmişti canım sıkıldığı için.Fadime ablaya
Yardım etmeye mutfağa inmiştim kapıdan geçip mutfağa girdiğim
Sırada delâli fark ettim, aslında delâli değilde,taktığı kolyeyi fark ettim desem daha doğru olurdu,

Boynunda duran kolye oldukça değerli bir pırlantaya benziyordu,sahte olmadığı kesindi,ama böyle bir kolyeye
Sahip olması için oldukça parası olması gerekiyordu,mutfakta çalışarak bu kolyeyi alamazdı,

Beni o gece baran'ın yanına göndererek
Karşılığını almıştı anlaşılan!"kolyeye baktığımı anlayınca yüzünde alaycı bir gülümseme peydah olmuştu!"

Ne oldu Avşin,gözün mu kaldı?"çok beğendiysen söyle kocana,sana da alsın,
Sonuçta Ahuzar hanıma kafam kadar pırlanta yüzük almış,sen anca parmağında ki kıytırık alyansla avut kendini!"

Oradan bakılınca umurumda gibi mi duruyor?"illa herşeye bir cevabı okacaktı
Bu kızın annesiyle arasında hiçbir fark yoktu!"

"Neyse ne,Ahuzar hanım özellikle benden ona ballı süt yapmamı istedi!",Maazallah.Biri için birşey karıştırır zehirlemeye çalışır falan Allah korusun Mervan Ağa'nın vârisi'ni taşıyor sonuçta başına birşey gelmesini istemeyiz değil mi Avşin?"Ahuzar hanımın,sütünü götüreyim de bebeğine şifâ olsun!"

Annesi gibi,o da bilerek yapıyordu,ama burada son günlerim o yüzden delâl'le tartışarak geçirmeyecektim,

Fadime abla ve ben yemekleri yapmıştık,
Seher yaptığımız yemeklere kulup bulmaya çalışsada yemekler enfes duruyordu, yorulduğum için yemeğe kalmadan,yukarı çıkıp dinlenmeye koyuldum,karnımda dayanamayacğım kadar bir ağrı vardı,gün boyu bu böyle devam etmişti,

Çalan kapımın ardından Fadime abla gözüktü,elinde bir bardak su,diğer elinde ağrı kesiciyle odama girmişti,

Yemeğe kalmadın,bâri şu ağrı kesiciyi iç
Belki ağrına iyi gelir,"defalraca söyledim sana çıplak ayakla dolaşma diye,avluyu bile bu halde yıkadın, tâbi karnın ağrır,hiç dikkat etmiyorsun kendine,

Fadime abla başlamıştı yine söylenmeye, kim bilir daha kaç gün konuşurdu artık, dilinden kurtulamayacaktım anlaşılan.

İçtiğim ağrı kesiciden sonra, Fadime abla da odam'dan çıkmıştı,başımı dizime yasladığımda,telefonu burada unutmuştu,elime alıp ona götürmek istesemde aklıma babamı aramak geldi.
Barana bulaşmadan babamı bizzat kendim arayıp söyleyebilirdim.

"Ama,unuttuğum birşey vardı, dede'min kulağına giderse bana inanmayacağıydı!"aradığım için Mervan ağaya söylerse beni?"dedem'den herşeyi beklerdim,o konaktan çıktığım için kim bilir ne kadar mutludur,eminim yokluğum bile belli olmuyordur, sonuçta en sevdiği torunu rozerindi.

Benim tekrar geri dönmemi neden istesin?"bu saatten sonra"dul kadın"diye anılacaktım!"baran aileme söylese bile peşimden gelmeleri mêçhul'du"

Elime aldığım telefonu tekrar komidi'nin üstüne bırakarak,yatağıma geri uzanmıştım."uykum olmadığı için yatakta dönüp duruyordum.Dedem'in bir zamanlar halama gelinlikli hâliyle söylediği sözler aklıma gelmişti!"

("Bir kız babası'nın evinden gittikten sonra geri dönerse ailesi için sadece yüktür!")

O zamanlar çocuk olduğum için anlam veremiyordum!"ama şimdi gayet iyi anlamıştım.ben bu konaktan gittikten sonra,dedem için sadece bir yük olarak görünecektim.eğer kabul edip konağa alırsa tâbi"bir insan'ın en büyük imtihânı
Kendi ailesi olabilir miydi?"

BERDEL+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin