Yılmazlar'ın konağında durum çok farklı değildi. Avşin her ne kadar kendi isteğiyle geri dönse de Mervanı uzun süre atlatamayacaktı, konağa geri dönmesini'nin üstünden on beş gün geçmişti, iki gün sonra Jiyan'ın düğünü olacaktı, yapılan her alışverişte Ahuzar da onlarla gider, Jiyan'ın müstakbel karısıyla dalga geçer öyle dönerler di, mervan'ın haberi olmasa da diğer Nezirxanlılar bu durumdan memnun değillerdi.
Hamile olduğu için yaşça yavaş konaktakilere çektirmeye başlamıştı. Bir akşam sedirde Mervan ağa ve Dicle hanımla oturken." Canım çekti " diyip delâle kurabiye yaptırmıştı, daha geleli bir ay olmasına rağmen herkeste Ahuzara karşı bıkkınlık vardı, delâl de bile, Avşini sevmesede gittikten sonra yokluğu çok belliydi.
Kimse de ne tat vardı ne tuz. Mervan sabah gider akşam gelir, Dicle de evde olduğu vakitlerde odası dan çıkmaz, Rojda, arada Ahuzar'dan gelen yardımları kabul etsede son iki isteğini yapmamıştı, o akşam" abimden izin al "
Dediğinde Ahuzar bıkkınıkla nefes alıp veriyordu, Rojda saatlerce Ahuzar'dan gelecek haberi beklese de, Ahuzar istifini bozmadan telefonu kapatıp uyumuştu, Birkaç günlüğüne babası'nı evinde kalması ona iyi gelmişti.
Bu sayede Ahuzar, konakta yaşayan tüm Nezirxanlara, sabrın'ın tükendiğini açık açık belli ediyordu.
Mervan ise kafasını otelin döküldüğü temeline gidip sürekli kardeşi Jiyan'la takip ediyordu, bu projede tek bir pürüz istemiyordu.
Gittiği şantiyede kardeşi Jiyan onu arayıp
" Abi, bugün sen gelmesen de olur" dediğinde arabasını Avşin'in olduğu konağın önüne çekti saat daha erkendi, uyuduğundan adı kadar emindi, ama kendine hâkim olamıyordu, belki görürüm umuduyla ara sıra gelip gitmeye başlamıştı,Mervan dalıp giderken, telefonuna gelen bildirim onu daldığı yerden almıştı, arayan Yakup'tu, aradan on beş gün geçmesine rağmen hâlâ Baran'ın ne haltlar karıştırdığını bulamamıştı, Mervan Ağa'nın sinirlendiğini gören Yakup bu duruma katlanamamk için Urfa'ya doğru yola çıktı.
Öğrendiği bilgi, baran'ın neden Mardin'e geldiğini açıklıyordu" vicdan azabı "
Şimdi de bu öğrendiği bilgiyi, Mervana aktarmak için onu aramıştı.Mervan ağa daha fazla beklemeden çalan telefonu açıp, Yakup'un ona anlattığı herşeyi tek tek dinleyip telefonun kapatmıştı.
Telefonu yan koltuğa attığında, yüzünde yine o pis sırıtışı belirmişti, hep Avşine böyle gülerdi, Avşin'in en sevdiği gülüşüydü, Mervana yakıştırdığı o pis gülüşü.
Aradan geçen bir buçuk saatin ardından, Mervan ağa birkaç korumasıyla Zemheroğullarına ait fabrikaya gelmişti.
Aradığı kişi barandı,***********
Mervan ağa'dan
Yakupun anlattığı konu bambaşka bir konuydu, bu adam her seferinde beni bile şaşırtıyordu, yıllardır sakladığı bu sırrı babasın dan başkasına anlatmamış.
Kazaya karışan arabayı, yok eden eski korumasına ulaştı. Anlattığı şeyleri Baran'ın yüzüne vurunca yüz ifadesini merak ettim, umursamayacak kadar vicdansız mıydı?"Neden geldin?"
Arkamı döndüğümde, fabrikada bulunan küçük ofisinde oturmuştum. Geldiğimi duyunca oylanmadan gelmişti.
"İnsan bir hal hatır sorar baran, her gelen misafirine böyle mi davranırsın(!)"
Sen benim misafirim değilsin, ayrıca, benim koltuğumda ne işin var?" Misafirler onlara ait yerlere oturular. Senin gibi değil.
"Mervan güldü!"
"Neden geldiğini söyleyecek Misin?"
Mervan'ın, az önce Gülen suratından eser kalmamıştı, sert çehresi ortaya çıkmıştı yine,sesi tehditkârdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL+18
General FictionMervan ağa vakit kaybetmeden yatakta uzanan Avşin'in karşısına geçti. "Bacaklarını aç."Avşin, zorda olsa kendini sakinleştirerek, ağlama duygusunu bastırıp bacaklarını araladı. "Mervan ağa eline aldığı erkekliğini okşayarak, sertleşmeye çalışıyordu...