3.2

7K 558 151
                                    

Fizik yüzünden kalan son beyin hücrelerimle sonunda bölümü atabildim. Yemin ediyorum nereye baksam vektör görüyorum ya kahhar ayt fizik ya kahhar.

Neyse bu arada en sevdiğim bölümlerden biri bu oldu. Hem diğer bölümlere nazaran uzun hem de yazdıkça Haktan ve Belinay çiftine daha çok aşık oldum.

Sınır 50 oy 50 yorum.

...

Saatlerdir uğraştığım yapbozun son parçası kaybolmuşta en sonunda onu bulup yerine yerleştirmenin verdiği huzuru yaşıyordum sanki içimde.

Dünden sonra kaybolan huzurum onun gelişiyle tekrar gün yüzüne çıkarken telefonumun sesi de durmuyordu ve benim içimde ki sıkıntı tekrar artmak için yer arıyordu.

Montumun cebindeki telefonu çıkartıp arayan kişiye baktığımda annem olduğunu gördüm. İçimde her ne kadar öfke birikintisi olsa da onları bu kadar endişelendirmek içten içe beni yiyip bitiriyordu.

Aramayı kapatıp tam cebime atacakken tekrar bir arama geldi. Bıkkın bir nefes verip hattımı kırmamak için zor tuttum kendimi. Telefonu uçak moduna alırken benden bir kaç adım öteden yürüyen Haktan kafasını hafifçe bana çevirerek konuştu.

"Açmayacak mısın?" Sorusuyla bakışlarım ona döndü. Omuz silkip onun kocaman adımlarına yetiştim. "Kimseyle konuşmak istemiyorum."

"Eminim endişeden kafayı yemişlerdir cennet çiçeği. Nerede olduğunu bilmeye hakları var." Dediğinde derin bir nefes alıp dediklerini düşündüm. Zaten içimde bir parça onları endişelendirdiğim için vicdan azabı vardı birde o böyle konuşunca daha da artmıştı.

"Zaten kafam karışık. Sende daha fazla karıştırma." Dediğimde bana yandan bir bakış atıp kafasını salladı. "İyi, öyle olsun bakalım."

"Artık burada olduğuna göre, nereye gitmek istersin bakalım?" Dediği şeyle bir kaç saniye düşündüm. Buraya gelirken aklımda gitmek istediğim herhangi bir yer yoktu. Varmak istediğim tek yer onun yanıydı.

"Ben ilk defa geldim buraya. Rehberim olarak beni gezdirmek senin görevin." Dediğimde gülerek bana baktı. "Aç mısın?" Sorusuyla aç olduğumu fark ettiğimde başımı salladım.

Kafamdaki düşünceler o kadar yoğundu ki saatlerdir yemek yemediğimin bile farkında değildim.

"Hemde çok." Dedim cümlenin sonuna doğru son harfleri uzatarak. "O zaman yemek yemeye gidiyoruz."

"Ne yiyeceğiz?" Diye sorduğumda yürümeye devam ederken gözlerini bana çevirdi. "Kayseri yağlaması date?" Diye atıfta bulunduğunda aklıma gelen şeyle gülerek başımı salladım.

"Sen yaparsan neden olmasın?" Diye bu sefer ben atıfta bulunduğumda tekrar gülerek bakışlarını karşıya çevirdi.

Cebinden çıkardığı bir araba anahtarıyla park yolundaki BMW M4'e doğru yürüdüğünde önümde ki şahesere baka baka onu takip ettim. Çünkü şuan hayalimdeki araba tam karşımda duruyordu.

Görmemişliğimi belli etmemek adına yüz ifademi sabit tutarak peşinden arabaya bindim. O sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdıktan sonra park yolundan çıkarak arabayı sürmeye devam etti.

"Anlat bakalım." Direksiyonu 360 derece döndürüp kavşağa girerken gözleri yoldaydı. "Neyi?" Diye sordum bakışlarımı ona çevirerek.

"Eğer anlatmak ruhunu zedelemeyecekse öğrendiğin gerçeği." Dediğinde yandan bir bakış atıp tekrar yola çevirdi elalarını.

Bakışlarımı kucağımda ki ellerime çevirdiğimde bir kaç saniye yaşadığım olayları bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçirdim. Aynı sıkıntı tekrar içimde belirdiğinde derin bir nefes alarak en başından anlatmaya başladım.

Cennet Çiçeği/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin