KEREM AKTÜRKOĞLU
"Aptal mısın sen?" Salıncakta oturmuş, Gökçe'nin gelmesini beklerken arkamdan gelen tanıdık sesle başımı çevirdim. Gökçe gelmişti.
"Yine ne yaptım ya?"
"Bu havada ıslak saçla dışarı çıkıyorsun gerizekalı. Daha ne yapacaksın?" Benim için endişelenmesi hoşuma gittiğinden sırıttım. O da önümde durdu ve hırkamın kapüşonuyla saçımı kuruturken eliyle de taradı. Yine yapmıştı. Saçına dokunulmasından nefret eden ben Gökçe'nin dokunmasından rahatsız olmuyordum. Ve kendime itiraf edemesem de hoşuma gidiyordu. "Yeterli sanırım." Elini çekecekken hızla bileğini tuttum. Bana baktı.
"Biraz daha oynasan?"
"Ne? Sen saçlarına dokunulmasını sevmezsin ki."
"Sevmem. Ama sen dokununca başka oluyor."
"Başka mı oluyor?" Başımı salladım ve elini tekrar saçımı götürdüm. İtiraz etmeden saçımla oynarken gözlerimi kapattım. "Artık elimi geri alabilir miyim?" İstemeye istemeye başımı salladım. Elini çektiğinde o sıcaklığın gitmesiyle gözlerimi açtım. "Üç gündür buradasın. Gitmen geremiyor mu?"
"Seni almadan gitmeyeceğim Gökçe."
"Ben de geri dönmeyeceğim Kerem."
"Gerekirse kaçırırım kızım."
"Bir kere hayırdan anlasan şaşarım zaten." Arkasına dönüp giderken peşinden gidip kolunu tuttum.
"Bize gelsene."
"O nereden çıktı?"
"Ne bileyim? Gel işte. Hem annemleri de görürsün. Reyyan'ı da mı özlemedin be kızım?"
"Özledim ama-"
"Aması yok. Gidiyoruz." Israrlarıma daha fazla dayanamayarak oflayarak evin yolunu tuttu. Birkaç dakika sonra vardığımızda heyecanlı olduğunu görebiliyordum. "Bir heyecan yaptın sanki?"
"On iki yıl. On iki yıl sonra tekrar bu eve geldim. Tekrar anneni göreceğim. Biraz... Garip oldum." Elimi omzuna koyup gülümsedim.
"Herkes seni özledi Gökçe." En çok ben özledim Gökçe, diye geçirdim içimden ve kapıyı çaldım. Annem kapıyı açıp karşısında bizi görünce şaşırdı.
"Hoşgeldiniz. Buyrun geçin." Anlaşılan o da Gökçe'yi tanımamıştı. Gökçe'ye baktığımda bana göz kırpıp içeri girdiğinden anneme bir şey söylememeye karar verdim.
"İyi akşamlar. Çok ani geldim. Kusura bakmayın."
"Olur mu öyle? İyi ki geldiniz. Ben de çayı yeni demlemiştim. Buyrun." Gökçe gülümseyip önden salona girerken annem kulağıma fısıldadı. "Oğlum bu güzel kız kim? Sonunda gelin mi getirdin bana?" Güldüm.
"Görürsün anne kim olduğunu. Sorma bana." deyip Gökçe'nin arkasından ben de salona gittim.
"Ay kusura bakmayın. Sormayı unuttum. Siz Kerem'in nesi oluyorsunuz?"
"İş arkadaşı diyelim. Galatasaray'da tercüman olarak çalışıyordum."
"Aaa ne güzel. Şimdi ayrıldınız mı yoksa?"
"Evet."
"Neden?" Gökçe göz ucuyla bana bakıp tekrar anneme döndü.
"Öyle gerekti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufaklık | Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction"Sen... Sen çok küçüksün." "Sen... Sen görürsün. Görürsün, güzelce büyüyeceğim."