"Ersan abi. Bunlar bitti. Çevirmek gereken başka belgeler var mı?" Ersan abi şaşkınlıkla bir bana bir de elimdeki belge yığınına baktı.
"Hepsi bitti mi? Bu kadar kısa sürede?" Başımı salladım. "Hey Maşallah. Bugünlük başka bir şey yok. Oyuncuların yanına gidebilirsin." Başımı salladım.
"Kolay gelsin sana."
"Sağol." Ersan abinin odasından çıkıp antrenman sahasına gittim. Kulübede otururken Barış ve Yunus da yanıma gelmişti. Barış benim yanıma otururken Yunus da onun yanındaydı.
"Naber sapık?"
"Bana şöyle deme." diyerek gözlerimi devirdim. "İyi. Senden?"
"İyi."
"Siz niye diğerleriyle değilsiniz?" Soruma cevap veren kişi Yunus'tu.
"Birkaç kişi bugün geç geldiği için cezalı. Onlar fazladan çalışıyor. Biz de moladayız."
"Anladım." Bakışlarım Kerem'e kaydı. Ona baktıkça içim bir garip oluyordu. Bu yüzden çok bakmadan gözlerimi diğerleri üstünde gezdirdim.
"Sen niye buradasın? Ersan abiyle belge çevirmiyor muydunuz?"
"Benim işim erken bitti. Ersan abi de buraya yolladı beni. Sizle kaynaşmamı istiyorlar."
"Valla biz seni şimdiden sevdik. Bence kafa kızsın." Yunus'un dediğine karşılık gülümsedim.
"Biraz hızlı karar verdin?"
"Barış ile anlaşabilen birinin bizimle anlaşması zor olmaz." İkimiz gülerken Barış somurtmuştu.
"Ne alaka amına koyayım? Gayet medeni ve mülayim biriyim ben."
"Oha Barış. Seninle tanışalı daha bir buçuk gün oldu ama ben bile öyle biri olmadığını anladım. Hatta beni geç tüm sosyal medyada herkes aynı fikirde. Sen düşün."
"Siz ne anlarsınız be. Beni anca Kerem'im anlar. Şşt! Kerem! Gel lan buraya!" Kerem nefes nefese yanımıza geldi. Yanıma oturup suyunu içtikten sonra bana döndü.
"Kusura bakma. Terliyim."
"Sorun değil." Onunla konuşmak hala garip geliyordu.
"Kerem yanımda gördüğün şahıslar benim medeni ve mülayim biri olmadığımı düşünüyorlar."
"Doğru düşünüyorlar." Barış, Kerem'e beklemediği bu tepki karşısında kaşlarını çatarken biz de Yunus ile gülmüştük.
"Siktir git. Hepiniz aynısınız." diyerek yanımızdan kalkınca gülmem daha da artmıştı.
"Ya Barış gelsene şuraya!" Yunus seslense de Barış geri dönmek yerine ona nah çekmişti. "Ben gidip alayım şu salağı." Yunus da Barış'ın peşinden gidince Kerem ile başbaşa kalmıştık. Gerildiğimi hissetsem de bunu ona yansıtmak istemiyordum.
"Şimdiden kaynaşmışsınız." Başımı salladım.
"Evet. Barış çok eğlenceli ve kafa çocuk. Yunus da aynı şekilde. Zaten hepinizi sosyal medyadan az çok biliyordum. Yabancılık hissetmiyorum."
"Anladım. İyi. Yabancılık çekmemene sevindim." Başımı salladığımda Yunus, dediği gibi yanında Barış'ı da getirmişti. "Gel lan gel. Tripcan seni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufaklık | Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction"Sen... Sen çok küçüksün." "Sen... Sen görürsün. Görürsün, güzelce büyüyeceğim."