2.Bölüm: "Yakışıklıyım yani?"

1.1K 53 1
                                    

KEREM AKTÜRKOĞLU

"Uslu dur lan." Sırtıma atlayan Yunus'tan kurtulmaya çalışırken karşıdan gelen Barış bize doğru koşunca üstümüze atlayacağını anlayarak kaçmak istesem de sırtımdaki Yunus yüzünden hızlı hareket edememiştim. Barış da Yunus'un üstüne atlayınca üçümüz de devrilmiştik. İkisi gülerken ben de Barış'ın poposuna vurdum. "Bir rahat dur be hayvanat."

"Şşt! Toparlanın lan. Okan hoca geliyor." Berkan'ın bizi uyarmasıyla karşıya baktım. Okan hoca yanında bir kız ile birlikte bize doğru geliyordu. Yunus ve Barış Alper'i dürtüp ayağı kalktım.

"Arkadaşlar molanızdan biraz çalacağım. Küçük bir duyurum var. Tanıştırayım." diyerek elini yanındaki kızın omzuna koydu. Kıza ancak o zaman bakabilmiştim. O da bana bakıyordu. Gözlerini kaçırıp Barış'a baktı ve göz kırptı. "Yeni tercümanımız Gökçe. Siz tanışıp kaynaşın bakalım. Gökçe'cim sen de bir sıkıntın olduğunda bana gelmekten çekinme lütfen." Gökçe başını sallayarak gülümsedi.

"Teşekkür ederim hocam."

"Rica ederim." Okan hoca gittikten sonra biz de sırayla elimizi uzatarak kendimizi tanıtmıştık. Ben elimi uzattığımda birkaç saniye duraksayıp kendine gelerek gülümsedi ve uzattığım eli tuttu.

"Kerem ben. Hoşgeldin."

"Hoşbuldum." Diğerleriyle de el sıkıştıktan sonra Barış ona dönüp hafifçe omzuna vurdu.

"Demek görüşürüz ha?"

"Sana demiştim."

"Anlamalıydım zaten." Kaan abi ikisini işaret etti.

"Tanışıyor musunuz siz?" Gökçe ve Barış birbirlerine bakıp güldükten sonra Gökçe başını iki yana salladı.

"Lütfen yapma. İlk günden bu rezillik bana yeter de artar."

"Dalga geçmezsem içimde kalır." Yunus da kolunu omzuma atarak araya girdi.

"Neden bahsediyorsunuz siz?" Barış gülerek bize döndü.

"Arkadaş üstünde WC yazan her kapıyı kız erkek demeden açıyor da."

"Ya Barış ya! Of of." Gökçe sinirle Barış'ın saçını çekerken aklıma gelen bir anıyla duraksadım.

*
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken karşımdaki kıza bakıyordum. Ona her ufaklık dediğimde sinirlenip söyleniyordu.

"Ya Kerem ya! Of of."

"Her kızdığında bunu söylüyorsun. Bu yüzden seni daha çok kızdırasım geliyor." dedim gülerek. O ise bana öldürücü bakışlarını atıyordu. Fakat benden altı yaş küçük olduğundan bu onu korkutucu değil sevimli yapıyordu. "Tamam kızma."

"Yakışıklı olduğun kadar gıcıksın da!" Ben söylediği şeyle sırıtırken o ne söylediğini yeni anlamış olacak ki yüzü biraz şaşkın biraz da utangaç bir hal almıştı. Gözlerini kaçırıp saçını kulağının arkasına attı.

"Yakışıklıyım yani?"

"Ne alakası var ya? Öyle mi dedim ben?"

"E dedin ya."

"Yakışıklı olduğun kadar gıcıksın dedim. Şimdi düşünüyorum da pek gıcık biri değilsin." Eğilerek yüzümü onunla aynı hizaya getirdim.

"Öyle mi ufaklık?" Yanakları kızarırken Gözlerini kaçırdı.

"Öyle."

"O zaman şimdi seni yakalayıp gıdıklarsam da gıcık biri olmam. Öyle mi?"

"Ne? Hayır. Sakın." Gökçe koşarak uzaklaşırken içimden üçe kadar sayıp ben de peşinden koştum. Onu yakalamak zor olmamıştı. "Ya Kerem hayır. Gıdıklama." Gülmeleri arasında zar zor nefes alıp onu bırakmamı söylüyordu.
*
 
"Kerem? Alo! Lan Kerem!"

"Ha?" Kendime gelip elini gözümün önünde sallayan Yunus'a baktım. "Ne oldu?"

"Daldın gittin oğlum."

"Haa... Olur öyle." Gözlerim Gökçe'ye kaydı. Suratı ifadesiz olsa da gözlerinde merak var gibiydi. "Aklıma bir şey geldi de." Gözlerini benden alıp Barış'a çevirdi.

"Ben gidip Okan hoca ile görüşeyim. Sonra görüşürüz."

"Görüşürüz." Gökçe uzaklaşırken Barış da beni kolunun altına almıştı.

"Bir sal beni be oğlum."

Ufaklık | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin