Ufaklık | Kerem Aktürkoğlu

34.Bölüm: "Kalbimde çiçekler açıyormuş gibi hissettim."

"Bunu senden duymak... Çok... Garipmiş."

"Garip mi? İnsan çok güzel falan der. Öküz."

"Ya güzelim tabi ki çok güzel ama ne bileyim, böyle senin tabirinle kalbimde çiçekler açıyormuş gibi hissettim." Dediğiyle gülümseyip yanağını öptüğümde belimdeki eliyle beni daha çok kendine çekmişti. "Gökçe."

"Hm?"

"Bugün seni Ciro ile uyurken gördüm ya, çok güzeldiniz. Durdum dakikalarca sizi izledim. Anne olmak sana çok yakışırmış."

"Bunun için biraz gencim sanki."

"Ama ben yaşlanıyorum. Bence bir an önce evlenip çocuk yapmalıyız. Yedi tane falan yapsak yeter."

"Yuh. Yedi ne Kerem? Az daha zorlasak futbol takımı kurarız."

"Ya o da iyi fikirmiş ama şimdi yedi numarayım ya uğurlu sayım oldu."

"Peki. Sen hayal kurmaya devam et. Ben duşa giriyorum." Battaniyeyi üstüme dolayarak kalktığımda Kerem de doğrulmuştu.

"Nasıl yani? Beraber girmeyecek miyiz?"

"Sen baya baya arsızlaştın ha."

"Konu sen olunca kendi arsızlığıma ben de şaşırıyorum." Ona göz devirip banyoya ilerlediğimde o da peşimden gelmişti. O suyu ayarlarken ben de zaten utanacak bir şeyim kalmadığından üstümdeki battaniyeyi köşeye koydum. Geri dönüp beni çıplak görünce baştan aşağı süzdü. "O anki adrenalinle çok inceleyemedim ama..." Islık çaldı. "Bak yine yükseldim. Bu kadar güzel olunmaz be kızım." Gülüp kabinin içine girdiğimde o da girip kollarını belime dolamıştı.

"Böyle mi yıkanacağız cidden?" Başını boynuma gömüp biraz emdikten sonra geri çekildi ve dudaklarıma doğru fısıldadı.

"Bazı insanların banyoda da sevişme fantezisi varmış biliyor musun?"

"Yani?" Anlamamazlığa vurmam onu daha çok tahrik ediyordu.

"Yani diyorum, biz de mi denesek?"

"Sen sabaha kadar beni bırakmayacaksın heralde?"

"Valla pek niyetim yok." Ellerini kalçama indirip beni kucağına aldığında ben de bacaklarımı beline doladım. Sırtım soğuk duvarla buluştuğunda dudaklarımızı birleştirdi. Beni sert bir şekilde duvara bastırırken aletini kadınlığımın girişinde hissedince geri çekildim.

"Prezervatif yok Kerem."

"Haa... Bekle." Beni indirip gittikten sonra saniyeler içinde geri döndü.

"Kaç tane aldın sen?"

"Beş altı tane falan."

"Yuh Kerem. Ne yapacağız o kadarını?"

"Ne mi yapacağız? Almışım o kadar. Ziyan olmasın. Kullanmak lazım." Dediğine güldüğümde beni tekrar kucağına almıştı. "Sanırım sabaha kadar inleyeceksin."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah gözlerimi açtığımda üstümdeki yorgunluğun etkisiyle hemen kalkmak yerine birkaç dakika yatakta uzandım. Çok yorgundum ve her tarafım ağrıyordu. Yan tarafıma döndüğümde Kerem'i göremedim. Doğrulup yataktan kalkarken kasıklarıma giren ağrıyla yüzümü buruşturdum. Kaç defa beraber olmuştuk biz? İç çamaşırlarımı giyip üstüme bol bir tişört giydim ve mutfağa gittim. Kerem üstü çıplak, altında da pantolonuyla arkası dönük bir şekilde duruyordu. Yanına gidip arkasından ona sarıldığımda burnundan verdiği nefesle güldüğünü anlamıştım.