15.Bölüm: "İyi ki geldin."

627 47 4
                                    

"Kerem koşturmasana." Arabadan indiğimiz gibi Kerem kolumdan tutarak beni de peşinden koşturmuştu.

"Ha? Fark etmemişim ya. Heyecanlandım niyeyse."

"Niye heyecanlanıyorsun ki? Denetlemeye geldim sanki." Kapının önüne geldiğimizde kolumu çektim

"Ya ne bileyim? Yemek falan hazırlayacağım. Sen benim elimden yemek de yememiştin değil mi?"

"Bir keresinde yerli malı için getirdiğin yanmış kurabiyeleri saymazsak elinden hiçbir şey yemedim."

"Kızım onlar yanmamıştı bir kere. Biraz kıtırdı o kadar."

"Kerem sınıfındaki çocuğun dişi kırılmıştı."

"Ya... Onun dişi sağlam değilmiş. Ben ne yapayım." Gözlerimi devirdiğimde içeri girmiştik. "Sen salona geç. Ben de üstümü değiştirip geliyorum." Ceketimi ve çantamı askılığa asıp salonu inceledim. Pencerenin önündeki mavi çiçekler dikkatimi çekince yanlarına gittim. "Nasıl? Güzel bakmış mıyım?" diyerek arkamdan geldi.

"Geçen geldiğimde burada değillerdi."

"Geçen gün annemlere gidip aldım."

"Güzel bakmışsın."

"Güzelce büyüdü." Ona döndüğümde sırıtıp göz kırpmıştı.

"Benim laflarımı bana satma." Yanından geçip koltuğa oturdum. "Yemek?"

"Ne ister canın?"

"Yemek yeteneğine çok güvenmiyorum. Makarna ve salatayla günü kapatalım bence."

"Sana öyle bir makarna yapacağım ki bayılacaksın. Gel hadi."

"Ben de mi geleceğim?"

"Boş oturmak yok. Gel de bir işe yara."

"Ama ben misafirim."

"Sen mi misafirsin? Eskiden evime gelip bulaşıkları yıkardın." Güldüm.

"Tamam işte. Eskiden ben yapardım. Sıra sende."

"Düş önüme Gökçe." Oflayarak ayağı kalkıp önden mutfağa gittim. O da arkamdan geliyordu. "Ben makarnayı hazırlayayım. Sen de salatayı yap."

"Tamam." Ellerimi yıkadıktan sonra buzdolabından salata için malzemeleri çıkartıp yıkadım. Kerem de o sırada makarnaları suya koymuş, makarna sosunu hazırlıyordu. Ben de salatıkları kesiyordum.

"Gökçe."

"Hm?"

"İyi ki geldin." Şaşırarak ona döndüğümde acıyla bağırdım.

"Ah!" Elimi kesmiştim.

"Lan! Dur su tutalım." Parmağımı parmakları arasına alıp musluğu açtı. Su acıyı biraz daha azaltırken kan da azalmıştı. "Çok sakarsın be kızım."

"Öyle birden şey ettiğin için şey oldum." Anlamayarak bana baktı.

"Ne ettim?"

"Şey dedin işte."

"İyi ki geldin?" Utanıp gözlerimi kaçırırken başımı salladım. "Eee?"

"Ben de şey oldum işte sonra da elimi kestim." Sırıttı.

Ufaklık | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin