"Korku evi mi?"
"Evet. Bence eğlenceli olur. Barış'ın altına sıçmasını görmek istiyorum."
"Çok komik. Ağlayarak Yunus'un elini tuttuğunda göreceğim ben seni." Buna karşılık Tuğçe, Barış'a dil çıkarmıştı.
"Ya gitmesek mi?"
"Hayırdır? Korktun mu?" Barış ve Yunus'un sırıtmasıyla gözlerimi devirdim.
"Niye korkayım be? Kerem için diyorum ben. Küçükken 'bö' yapsam çığlık atardı." Tuğçe ve Yunus kahkaha atarken Kerem de suratını asarak kollarını önünde birleştirmişti.
"Çok zalimsin."
"Küsme ya." Uzanıp yanağını öptüğümde ifadesi yumuşasa da hala bana bakmıyordu. Diğer yanağını da öptüğümde beni kolunun altına alıp saçımı öptü.
"O halde anlaştık. Korku evine gidiyoruz." diyerek heyecanla ellerini çırptı Tuğçe.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Ya anlamıyorsunuz benim kolomortofobim var."
"O ne be?"
"Dar alan korkusu işte." Gözlerimi devirdim.
"Bir kere onun ismi klostrofobi. Ayrıca geldiğimizden beri mızmızlanıp duruyorsun Barış. Korkuyorsan korkuyorum de."
"Ne korkacağım be?" diyerek vücudunu dikleştirdi. "Kerem için diyorum ben. Küçükken 'bö' yapınca korkuyormuş ya."
"Ulan piç. Beni niye bahane olarak kullanıyorsun?"
"Kes be kes. Sen de korkuyorsun işte. Kabul et."
"Sen de derken? Doğru duydum değil mi? Barış korktuğunu kabul etti." Tuğçe'ye başımı salladım.
"Evet. Korktuğunu başta söyleseydin keşke Barış."
"Ya korkmuyorum amına koyayım. Yürüyün lan. Giriyoruz içeri." Barış önden girerken Tuğçe ile gülüp beşlik çaktık. Girişte bizi sarışın bir kadın karşıladı.
"Merhaba. Nasıl yardımcı olabilirim?"
"Randevumuz vardı. Tuğçe Alaca. Beş kişi. Karma olana girmek istiyoruz. Temas var. Ayrıca şu sarı saçlı kıvırcık çocukla özellikle ilgilenirseniz çok sevinirim." Kadın gülüp bize döndü.
"Sizden bir kaptan seçmenizi isteyeceğim." Yunus gülerek Kerem'i öne ittirdi.
"Kaptan belli."
"Ben mi? Niye ben ya?"
"Oğlum sen kaptan değil misin?"
"Oğlum o ayrı bu ayrı. Kaptan falan olmak istemiyorum ben."
"Mızıkçılık yapma Kerem."
"Ya bizi buraya sen getirmedin mi? Sen olsana kaptan." Kerem ve Tuğçe şafak dalaşına girdiğinde Tuğçe'yi kurtarmak için Kerem'in kolunu tuttum. Bana döndüğünde gülümsedim ve en şirin surat ifademi yaptım.
"Kaptanlık sende çok çekici duruyordu. Ama madem istemi-"
"Kim demiş? İstiyorum. Benim Kaptan. Hatta bandım bile var." Kerem cebinden kaptanlık bandını çıkarıp koluna taktığında şaşkınca ona bakıyorduk.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufaklık | Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction"Sen... Sen çok küçüksün." "Sen... Sen görürsün. Görürsün, güzelce büyüyeceğim."