23.Bölüm: "Sana olan sevgim gururumun da önüne geçiyor."

554 54 37
                                    

(O kadar yazıyoruz ediyoruz insanlar bir oyu çok görüyor. Bir tuşa basmak zor değil kardeşim insan emeğinin karşılığını almak istiyor. Neyse iyi okumalar.)

KEREM AKTÜRKOĞLU

"Ben çıktım!" Evden ayrıldığım gibi koşarak Gökçe'nin evine gittim ve zile bastım.

"Patlama be geldik!" Söylene söylene kapıyı açtıktan sonra beni görünce gözlerini devirip içeri girdi. Ben de ardından girip kapıyı kapattım ve salona gittim. "Sana evimi göstermemeliydim." diyerek kendini koltuğa attı.

"Artık kaçışın yok Aslansoy. Hadi hazırlan."

"Nereye?"

"İstanbul'a."

"Ben gelmiyorum."

"Ne demek gelmiyorum? Bitmedi mi Gökçe? Halletmedik mi sorunlarımızı?"

"Konu bu değil Kerem. Sen orada beni istemediğini söyledin. Ben oraya her gittiğimde bunu hatırlayacağım. Bunun benim kırmızı çizgim olduğunu biliyorsun."

"İsteyerek söylememiştim!"

"Bu dediğin şeyi değiştirmiyor. Beni zorlama Kerem. Yoksa bu sefer öyle bir giderim ki tozumu bile bulamazsın." Yutkundum. Benim için ne kadar değerli olduğunu biliyordu ve beni kendisiyle tehdit ediyordu. Gelmesini her şeyden çok istiyordum. Ama onun bir daha hayatımdan çıkmasını, onsuz geçecek on iki yılı daha göze alamazdım.

"Gideyim mi?" Gözlerini kaçırdı.

"Git." Gittim. Onu bir daha görecektim, biliyordum ama onu burada tek başına bırakıp gitmek canımı acıtıyordu.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Kendinize iyi bakın annem. Bir şeye ihtiyacınız olursa arayın mutlaka."

"Tamam oğlum. Merak etme sen. İşine odaklan. Gökçe'yi de sık sık getir." İç çektim.

"Gökçe bir daha benimle bir yere gelecek gibi durmuyor anne. Getirebiliyorsan sen bana getir." Annem bana mahcupça gülümserken Reyyan da ayaklarıma dolanmıştı.

"Görüşürüz abicim!"

"Görüşürüz prensesim. Annemle babamı üzme sakın, tamam mı?"

"Tamam!" Evden ayrılıp arabaya bindim. Annemler camdan bana el sallarken arabayı çalıştırdım ve bir umut Gökçe'nin evinin önünde durdum. Kornaya bastım. Bakan olmadı. Gelmeyeceğini anladığımda arabayı sürmeye devam ettim. Işıklarda durduğumda yeşil ışığın yanmasını beklerken bagajım açıldı.

"Ne oluyor lan?" Bagaj kapatılınca arabadan inmek için kemerimi çözerken yan kapı açıldı. Gökçe elindeki Unutmabeni çiçeğiyle yanıma oturup kemerini bağlarken şaşkınca ona bakıyordum. İşi bitince bana dönüp gülümsedi.

"Ne bakıyorsun aptal? Yeşil yandı. Sürsene." Arkadan gelen korna sesleriyle gaza bastım.

"Sen... Şuan hayal falan görmüyorum değil mi? Gerçekten buradasın yani?"

Ufaklık | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin