26.Bölüm: "Ama seni yalnız bırakmayacağım."

771 51 54
                                    

Bugün bilerek tesise biraz geç gelmiştim. Ofisime girdiğimde dün gece Kerem'in yere attığı kağıtları görmemle iç çektim. Ceketimi ve çantamı açarken kapım açıldı.

"Günaydın!"

"Günaydın bücür."

"Günaydın." Barış yerdeki kağıtlara bakıp ıslık çaldı.

"Neler olmuş ya burada?" Salilesik Kerem ile göz göze geldik. Dudağının kenarının yukarı kıvrıldığından emindim.

"Ya camı açık unutmuşum da çıkarken. Rüzgar savurmuş işte hepsini."

"Dur yardım edelim bari." Barış eğilip yerdeki kağıtları toplarken Yunus da bana göz kırptı.

"Deli olduğunu biliyoruz ama bu sıcakta boğazlı giymek için zır deli olman lazım." Yutkunarak gülümsemeye çalıştım.

"Duştan sonra yürüyüşe çıkmıştım. Üşüttüm sanırım. Boğazım ağrıyor."

"Haa... Geçmiş olsun kanki. Var mı bir ihtiyacın? Bitki çayı falan getirelim mi?" Yunus'un ince düşünceli haline bu sefer içten bir şekilde gülümsedim.

"Gerek yok Yunus'um. Teşekkür ederim."

"Sonunda bitti be. Ne çok belge varmış. Yorulmuyor musun kızım bunları çevirirken?"

"E sen sahada top peşinde koştururken nasıl yoruluyorsan biz de böyle yoruluyoruz Barış'çığım."

"Ay götüm. Neyse hasta olduğun için bugün seni az zorbalayacağım."

"Sağol ya."

"Oğlum hadi konuşma ya. Antrenmana inelim artık." Yunus, Barış'ı kolundan tutup çıkartınca Kerem ile başbaşa kalmıştık. Bana doğru bir adım attığında geri çekildim.

"Sakin." Bir adım daha atıp iki parmağı ile kazağımın boğazını indirdi. "Ooo... Baya güzel izler bırakmışım sende." Eline vurup kazağımı düzelttim.

"Övündüğü şeye bak. Aptal. Ayrıca bir daha bana öyle yanaşırsan-"

"Ne yaparsın?" Bir adımda aramızdaki mesafeyi kapattığından sıcak nefesi yüzüme çarpıyordu. İkimiz de birbirimizin dudaklarına bakıyorduk. Gözlerimi yukarılara çıkarıp gözlerine baktım.

"Defol." Hızlı bir şekilde yanağımı öpüp sırıtarak gittiğinde arkasından bağırdım. "Aptal!"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Oflayarak yerime oturdum. Birazdan Beşiktaş ile olan maçımız başlayacaktı ve ben geldiğimizden beri maç öncesi röportajları veriyordum. Yedek kulübesinde Yunus ile yan yana otururken maç başlamıştı. İlk yarı 1-1 bitmişti. İkinci yarıda Kerem'in çektiği şut ofsayt olduğunda taraftarlar ıslık çalmış ve birçok küfür etmişti. Gözlerim Kerem'e kaydı. Yüzündeki kırgınlığı ben bile buradan görebiliyordum. Maç sonuna kadar Kerem'e edilen hakaretler ve atılan cisimler devam etmişti. Maçı da 3-1 kaybettiğimizden Kerem'in morali daha çok bozulmuştu. Otobüste de kimseyle konuşmadan en arkaya geçmiş ve tek başına otururken dışarıyı seyretmişti. Tesise vardığımızda herkes evlerine dönerken ben de bugünün belgelerini Ersan abiye teslim edip ayrılmıştım. Eve gidip sıcak bir duş aldıktan sonra saçlarımı kurulayıp pijamalarımı giydim. Televizyonun karşısına geçip eski bir Türk filmi izlerken kapı çaldı. Ayağı kalkıp açtığımda yüzü solmuş Kerem'i görünce içeri geçmesi için kenara çekildim.

Ufaklık | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin