"Bu kim?" Gözlerimi kısmış, Kerem ile konuşan kıza bakıyordum.
"Aslı mı? Sorma ya. Kerem'in bir numaralı hayranı." Yunus'a döndüm.
"Bir numaralı hayran?"
"Ya Kerem'den hoşlanıyor işte."
"Ya Kerem?"
"Valla bilmiyoruz. Bize sorma." Umursamamaya çalışarak Okan hocanın yanına gittim. Bana bir şeyler söylese de gözlerim Kerem ile yanındaki kıza kayıp durduğundan dediklerinin yarısını anlamamıştım.
"Gökçe? Dinliyor musun sen beni?"
"Ha? Evet. Dinliyorum hocam." Okan hoca konuşmasına devam ederken bu sefer sadece ona odaklanmıştım. Okan hoca ile işimiz bittikten sonra diğerleri antrenmana dönerken Kerem de onlara katılmıştı. İşlerim bittiğinden her zamanki yerime oturup onları izledim. İki takıma ayrılıp maç yapmışlardı. Kerem'in golüyle 2-1 onlar kazanınca ayağı kalkıp koşarak yanlarına gittim. Kerem bana döndüğünde onun yanından geçip Berkan'a sarıldım. "Çok iyiydin."
"Harbi mi? Ama gol olmadı ki. Düzgün vuramadım topa."
"Olsun. Gayet iyiydin. Bir dahakine gol olacak, inanıyorum ben." Gülümseyip teşekkür ettikten sonra su içmeye gitti. Arkama döndüğümde Kerem'i Aslı denen kızla konuşurken gördüm. Daha doğrusu kız Kerem'e ne kadar güzel oynadığıyla alakalı bir şeyler söylüyordu ama Kerem kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. Umursamadan yanından geçip diğerlerinin yanına gittiğimde kıza 'bir dakika' diyerek peşimden gelmişti.
"Bize bir mangal borçlusun Gökçe." Muslera konuştuğunda gülümsedim.
"Özür dilerim. Rahatsızlanmıştım. Ama bir dahakine kesin geleceğim."
"Beyler duydunuz. Şahitsiniz hepiniz. Sözünde durmayan etek giysin." Kaan göz ucuyla bana baktı. "Yok etek giymesin. Kel olsun." Güldüm.
"Tamam tamam."
"Gol atan bendim farkındaysan." Kerem'n konuşmasıyla ona döndüm.
"Anlamadım?"
"Golü diyorum ben attım. Başkası değil. Tebrik edilmesi gereken benim yani." İfadesiz suratımla ona bakmaya devam ettim.
"Ee yani? Banane bundan. Zorla tebrik mi ettireceksin kendini?"
"Ya kızım öyle mi dedim ben? Çarpıtma."
"Ne bileyim ben ne diyorsun Kerem? Manyak mısın nesin? Git başımdan." Ona git desem de giden bendim. Burada kaldığım sürece saçmalıklarını dinleyeceğimi biliyordum çünkü. Barış'ların yanına giderken de peşimden gelmişti. "Barış Alper Yılmaz. Gördüğüm en kötü pastı."
"Motivasyon kırıcı piç. Ayrıca pas değildi o. Pas atacakken hapşurdum anasını satayım bir baktım top İcardi'de." Hepimiz güldük.
"Maç yaparken o adrenalin dolu ortamda hem de pas atarken hapşurmayı nasıl becerdin?"
"Ne bileyim lan ben? Gülme bak başına gelir. Aptal Yunus. Siktir git."
"Oğlum çok komik amına koyayım." Yunus kahkaha atmaya devam ederken Barış da susması için onun sırtına atlayıp yere düşürmüştü. İkisi yerde güreşirken Kerem'n bakışlarını hala üstümde hissedebiliyordum. Ona döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufaklık | Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction"Sen... Sen çok küçüksün." "Sen... Sen görürsün. Görürsün, güzelce büyüyeceğim."