Arkadaşlar bugün iki bölüm gelecek çünkü bugün Mehru'nun doğum günü!
Lütfen bugün beni güzel yorumlarınızdan mahrum bırakmayın ve Instagram'a koyacağım soru panosuna bakmaya uğrayın
Bugün soracağınız soruları bana değil Mehru'ya soracaksınız
33.Bölüm: Kabulleniş
“İlk aşama tamam.”
“Sen iyi misin?”
Agir’in sorduğu soruyla derin bir iç çektim. Kesinlikle iyi değildim. Vücudumda bir zehir dolaşıyordu, yıllar sonra annemi ve varlığından haberdar olmadığım kardeşimi görmüştüm, Evin’i ve Havin teyzeyi bulup konağa getirmiştim, abilerimi buradaon gitmeden önce affetmiştim… Bu kadar olay yaşamışken durumum kesinlikle iyi değildi.
Sorusuna cevap vermek yerine başka bir soruyla geçiştirdim. “Van’a vardın mı?”
Hafiften gülmüşçesine bir nefes sesi duydum. “Camdan dışarı bak, aşağıdayım.”
Gözlerim şokla açıldı. Camı açarken “Ne?” diyerek şaşkınlığımı belli ettim. Aşağı baktığımda bana gülerek el sallayan Agir’i gördüm. Onu her gördüğümde olduğu gibi bu sefer de içimi huzur ve güven hissi kapladı.
Aşk işlerini hep karmaşık sanırdım. Okuduğum kitaplarda ve izlediğim filmlerde öyle diyorlardı. Öyle değildi. Aşk, netti. Aşk; Agir’di, ateşti, yanmaktı, yana yana kül olmak ve küllerinden yeniden doğmaktı. Gönül işlerinin zamana bırakılmasını savunurdum hep. Agir beni bu kararımda da haksız çıkardı. Zaman falan umurumda değildi, ben bu adama aşık olmuştum.
Aşkın nasıl bir şey olduğunu önceden bilmiyordum. Zamanında Devran’dan hoşlanmıştım ama dediğim gibi bu sadece basit bir hoşlantıydı. Yabancı bir aktöre olan benzerliğinden kızların göz bebeğiydi. Üniversite zamanlarımda ben de o kızlardan biriydim. Ama beni etkileyen sadece dış görünüşü değildi, o kadar basit bir insan değildim. Dış görünüş sadece bir kalıptı, ben Devran’ın yarasını sevmiştim. Öksüzdü, benim gibi. Aramızdaki tek fark onun annesi ölmüştü, benimki ise hayattaydı. O zamanlar psikolojim iyi değildi, destek alıyordum. Hayatta her şeyden geri kaldığım için aptalca bir sevgi arayışına girmiştim ve o sevgiyi Devran’da bulabileceğimi sanmıştım, yanılmıştım.
“Üşürsün ama sen.” dedim endişeyle.
“Yavrum Van’ın soğuğunun yanında Mardin yaz benim için. Sen üşüme ama camı kapat.”
“Sen Vanlıysan biz de Angara bebesiyiz gardaş.” dedim kendimi tutamayarak. Ve anında utançla gözlerimi kapatarak içimden kendime küfürlerimi saydırdım. İçimdeki Ankaralıyı dışarı çıkarmamalılardı!
Agir’in kahkahası sokakta yankılandı. Bu manzarayı kaçırmamak için hemen gözlerimi açtım. O güzel gülüşüyle cana can katıyordu. Onun gülüşüyle benim de istemsizce güldüğümün farkında değildim. Agir’in gülüşü bıçak değmişçesine kesildi. Manzaramın bozulmasıyla kaşlarımı çatarken onun gözlerindeki hayranlığı gördüm.
“Sen… Senin gamzen mi var?” dedi hayretle. Sesi o kadar kısık çıkmıştı ki zar zor duyabilmiştim. “Kocamanlar…” Onun bu sözleriyle bütün kan yanaklarımda toplandı. “Yakından görmek istiyorum.”

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK ŞANS
RandomMehru Berfin küçüklüğü harabede geçen bir kız... Onu yangından kurtaran Türk askerleri sayesinde hayatı değişti. Gerçek ailesiyle tanışan Mehru çocukluğunun katillerini de bulabilecek mi?