31- Aşkın dudaklarla mühürlenmesi

3.2K 467 343
                                    

02.02.2025

Boştaki eliyle siyah saçlarını karıştırıp arasına giren tozları silkelerken soğuk hava sebebiyle söyleniyordu. Elindeki eczane poşetiyle apartmana girdi. Kapıyı örtüp arkasını döndü ve evin önüne gidip anahtarlarıyla kapıyı açtı. Hemen evine girip temizlenmek istiyordu, ıslak yollar yüzünden üstü başı hep çamur olmuştu.

Bu sırada merdivenlerin başındaki adamı gördü. Saçları üçe vurulu, kendi boylarına bir adamdı. Aynı yaştalardı muhtemelen. Bu adam komşuları olmalıydı ama bunca zaman hiç görmemişti onu. Belki yalnızca buraya gelen bir misafirdi.

Adam onu süzüp yanından geçerken başıyla selam verdi Yusuf'a. Oğlan aynı şekilde karşılık verdiğinde gözleri onların evinin aralık kapısına kaydı.

"İyi akşamlar." Dedi gözlerini zorlukla evin içinden ayırıp.

Yusuf kaşlarını çatıp kapıyı çekti ve "Sana da." Dedi soğuk bir sesle. Herifin neden evin içine baktığını anlayamamıştı.

Adam bir daha yüzüne bakmadan kapıdan çıktı. Yusuf arkasından garip garip bakıp eve girdi. Salonun önünden geçerken Berfin'in camın önünde sokağa baktığını, dayısının da televizyon izlediğini gördüm.

"Selamün aleyküm." Dedi dayısına.

"Aleyküm selam." Dedi dayısı gözlerini televizyondan ayırmadan.

"Yenge!" Diye seslenerek mutfağa ilerledi. Acıyan sırtı yüzünden hafifçe suratı buruştu.

"Söyle Yusuf." Dedi kadın yere oturmuş, hamur yoğururken. Çocuklar mutfağın köşesinde oturmuş, yoğurtlu hamur çorbasından içiyorlardı. Zeynep'se söylenerek bulaşıkları yıkıyordu.

"Yenge ben duşa girip çıkıyorum, o zamana kadar işini bitir de sırtına krem sür sana zahmet."

Kadın gözlerini oğlana çevirdi. "Hayırdır, N'oldu sırtına?" Dedi telaşlı bir sesle.

"Bugün ustalardan biri yanlışlıkla demir boru geçirdi,"

"O nasıl oldu? Bir yanlış yaptın da kızdılar mı?"

"Çocuk değilim artık yenge, hata yaptım diye dövemezler." Dedi Yusuf başını iki yana sallayıp. "Ustanın omuzundaydı, birden arkasını dönünce bana çarptı işte. Ama bir duş alayım önce, üstüm başım battı." Yengesini orada bırakıp banyoya ilerledi. Suyu ısınması için açıp soyundu ve hızlı, sıcak bir duş aldı. Yengesi krem süreceği için üstünü çıplak bıraktı ve kot pantolonunu giydi. Yemek yedikten sonra düğün salonuna gidecekti iş için, bu yüzden eşofman giymemişti.

Islak saçlarını eliyle karıştırırken mutfağa döndü. Suratı asıldı. "Yenge işin bitmedi mi hâlâ?"

Yengesi şaşkın bir şekilde "Unutmuşum seni oğlum," dedi. Ardından dönüp yemek yiyen Zeynep'e baktı. "Zeynep gel abinin sırtına ilaç sür."

Zeynep kafasını kaldırıp bakmadı bile. Aklı sıra trip atıyordu.

"Kız! Gelsene! İşim var benim."

Yusuf sıkıntı dolu bir nefes aldı. Onları orada bırakıp salona ilerledi. "Berfo," dediğinde "hm?" Dedi Berfin gözlerini telefondan ayırmadan. "Gel sırtıma krem sür, diğerlerinin işi var."

Berfin durup başını kaldırdı. Ardından alayla güldü. "Dün demediğini bırakmadın, şimdi de yardım mı istiyorsun?"

Şaşırmadı bile. Zaten insanca bir tepki beklemiyordu. Bir umut sormuştu işte... Sadece "Allah'ından bul." Dedi ve kardeşini orada bırakıp arka odaya geçti.

DİLHUN -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin