Multimedia'da Azra var.
İyi okumalar.Sabahın köründe çalan telefonuma lanetler okuyarak dağınık olan yatağımdan kalktım. Arayan kişinin kim olduğuna bakmadan telefonu açıp kulağıma götürdüm;
"Alo, Azra? Ben şimdi uçağa biniyorum,bir veya iki saat sonra oraya inmiş olurum. Beni almayı unutma tamam mı?"diyen kuzenime;
"Tamam" dedikten sonra telefonu kapattım ve yataktan kalkarak yerde duran birkaç bira şişesini umursamadan banyoya geçtim.Beyaz taş mermere ellerimi koyduktan sonra önümde duran aynaya bakmaya başladım. Ölü bakışlarıma bakmaya devam ederken,göz altlarım da oluşmuş olan halkalara ve morluklara aldırış etmeden kendime bakmaya devam ettim.
Gözlerimin içinde kendimi görüyordum. Yaşadığım her bir anıyı tekrar tekrar yaşarken bende tekrar tekrar ölüyordum.
Ruhsuz bakışlarımın içinde kaybolurken kendimi bir kez daha tanıdım:
-Ben Azra Süvarioğlu, 15 yaşında babası tarafından tecavüze uğramış,16 yaşında tiksinti ile bakan babasından intikamını alarak babasının hayatına son vermiş bir kızım.
Cinayetten suçlu olarak 1 buçuk sene içeride yatmış ve annesi tarafından evlatlıktan reddedilmiş,hayatın tadına varamadan ruhunu ölüme terk etmiş birisiyim.
Adımın anlamın ile hiçbir bağdaşlığım olmayan,hayata küsmüş ve umudunu kaybetmiş bir şekilde dünyada kaybolmuş küçük bir kız çocuğuyum...Aynaya her baktığımda kendimde bunları görürken ben daha da nefret ediyordum kendimden.
Sonunda aynadan gözlerimi çektikten sonra musluğu açıp yüzümü bir-iki defa yıkadım ve havlu ile kuruladıktan sonra salona çıktım. Salonun dağınık olmasını umursamayarak odama geçtim. Dolabımdan aldığım siyah eşofmanımı ve üstüme bulduğum mor t-shirt'i yarı çıplak olan bedenime geçirdikten sonra tekrar mutfağa geçtim.
Buzdolabında kalan birkaç malzemeyi üstü dolu olan masaya sıkıştırdıktan sonra ekmek dolabından kuru ekmekleri alıp masaya koydum ve çıkarttığım şeyleri yemeğe başladım.
Sade kahvaltımı bitirdikten sonra çıkarttığım malzemeleri masanın üstünde bırakarak salona geçtim. Dağınık olan salonda kendime yer açtıktan sonra elimde kumanda ile açık olan televizyonun kanallarını değiştirmeye başladım.
Kendime göre bir şey bulamadığımda sere serpe yattığım yerden tökezleyerek kalktım ve odamda bulunan telefonum ile birlikte yerde yarım duran birayı alıp tekrardan salona geçtim.
Açık olan televizyonu kapattıktan sonra yanımdaki masada duran sigara paketinden bir tane sigara alıp dudaklarıma götürdüm ve önümdeki sehpada duran çakmak ile sigaramı yaktım. Birkaç çekişte bitirdiğim sigarayı tekrar önümdeki sehpada bulunan kül tablosunun içinde söndürdüm ve yarım olan birayı da kafama diktikten sonra telefonumu alıp saate baktım. Saat neredeyse 1 olurken artık evden çıkmam gerektiğini düşünerek odama geçtim ve dolabımdan elime aldığım ilk pantolonu üstüme geçirdim. Üzerime de dikkat etmeden aldığım mavi bluzu geçirdikten sonra pantolon ceplerimden birisine telefonumu,diğerine ise aldığım bir miktar parayı koydum ve evden çıktım.Taksiye binerek hava alanına doğru ilerlemeye başladım.
Hava alanına geldiğimde taksiciye parayı verdikten sonra içeri girdim.Bekleme yerine geldiğimde neredeyse hiç kimsenin kalmadığı alanda ayakta valizleri ile bekleyen Eylül'e doğru ilerlemeye başladım.
Somurtarak bana bakan Eylül'ü takmayarak yanına gittim.
Eylül'ün yanına vardığımda;
"Gelmene gerek yoktu bence. Ben böyle gayet rahattım yani" diyen Eylül'e umursamaz bakışlarımı attıktan sonra;"Geldim işte" dedim.
Eylül bana gözlerini devirerek bakarken tekrar konuştu;
"Hmm,ne güzel" dedikten sonra ise konuşmasına devam etti;
![](https://img.wattpad.com/cover/46514497-288-k265110.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ KADIN
ChickLitArkamı dönmemle duvara dayanmış olan ve beni kurtarmak için dayak yemiş bulunan çocukla göz göze gelmem bir olmuştu. Çocuk hafiften sırıtırken dayanmış olduğu duvardan kendini çekti ve bir adım yaklaşıp konuşmaya başladı. "Güzel vuruyorsun." "Seni...