( 4 GÜN SONRA )
Önümdeki masada bulunan çerezlerden bir avuç daha alarak yemeye devam ettim. O sırada yanıma gelen Çağan çaprazımda ki koltuğa oturarak konuşmaya başladı;
"Burada oturacağına Eylül'e yardım etsene" dediğinde, arkamızda masayı kuran Eylül lafa karıştı.
"Hayır hayır. Gelmesin, gerek yok. Yaptıklarımın mahvolmasını istemiyorum." dediğinde;
"Niye? Azra'nın sana yardım etmesinde bir sakınca mı var?" diyerek soru sordu Çağan,Eylül'e. Eylül ise masanın üstünü süzdükten sonra konuşmasına devam etti.
"Azra'nın bu işlerde ne kadar kötü olduğunu bilmiyorsun. Zaten bitti. Gerek yok." diyerek konuşan Eylül'ün ardından Koray'da gelmişti yanımıza.
"Benim işim de bitti. Balonların hepsini astım." deyip kendini Çağan'ın yanına bıraktı Koray.
"Bende bitirdim hepsini." diyerek araya giren Çağan'ın ardından;
"Masa da tamam." dedi Eylül ve sözlerine devam etti; "O zaman her şey hazır?"
Eylül'ün sorusunu, "Evet" diyerek Koray yanıtlamıştı.
Bir süre gözlerimi evin içinde dolaştırdıktan sonra bende her şeyin hazır olduğu kanısına varmıştım. Eylül dışarıdan aldığımız pastaları ve tatlıları düzenli bir şekilde yemek masasına yerleştirmişti. Çağan süsleri halletmiş, Koray ise balonlarla uğraşmıştı. Ben mi?
Ah tabi ki hiçbir iş yapmadan onları izlemiştim. Sonuçta beni buraya zorla getiren Eylül'dü. Nereye mi?
Berke'nin doğum günü için onun evine gelmiştik. Her şeyi planlayan Eylül olmuştu. Hafta içi Berke'nin evinin yedek anahtarını almıştı ve bugün de bizi eve sokmuştu. Evi süsleyip sürpriz yapabilmemiz için. Dün akşamda Berke'nin en yakın arkadaşı Cenk'i ikna ederek onu da bu plana dahil etmişti. Cenk'in görevi ise basitti. Berke'yi oyalamak ve eve getirmemek. Berke'nin ailesi de yurt dışında olunca ev bize kalmıştı haliyle.
Eylül salonda yapılan her işin üstünden bir kez daha geçerek kontrol etti her şeyi ve sonunda yanımıza gelerek oturdu ancak Eylül oturduğu anda dış kapının açılan sesiyle heyecanla yerinden kalkmıştı. Açılan kapıdan içeri giren Cenk,Berke ve arkalarından gelen Burcu,Ceren,Ceren'in sevgilisi Volkan ve onların da arkasında tanımadığım bir kız içeri girdiğinde, gülümseyen suratının yerini çatık kaşları alan Eylül konuşmaya başladı;
"Sizin burada ne işiniz var?" dediğinde, şaşkınca bize bakan Burcu konuştu.
"Asıl sizin burada ne işiniz var?"
"Gördüğün gibi sevgilimin evindeyim ve eğer siz gelmiş olmasaydınız şuan sürpriz yapıyor olacaktık."
"Aynı sebepten dolayı burada olmamız ne hoş. Bizde Berke'nin arkadaşları olarak onun doğum gününü kutlamaya gelmiştik."
"Bu şekilde mi? Hazırlıksız?"
"Aslında amacımız dışarıda bir mekanda kutlamaktı ancak Berke..." diyerek konuşan Burcu'nun sözünü arkada duran Volkan kesmişti. Bir anda kendini öne atarak gözlerini bana sabitledi ve konuşmaya başladı sinirle.
(Volkan 7. bölümde Azra'yı dövmeye çalışan birkaç çocuktan birisi.)
"Senin burada ne işin var lan?!" dediğinde Volkan, Eylül araya girdi.
"Azra'dan mı bahsediyorsun?"
"Şu sürtükten bahsediyorum!" diyerek gözleriyle beni işaret etmişti Volkan. Tüm gözler bana döndüğünde benim sinirlenmemi sağlayan tek şey 'sürtük' kelimesiydi. Öfkeyle yerimden kalkmak için hareketlendiğimde, Çağan benden önce davranmış ve ayağa kalkarak Volkan'ın önünde dikilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ KADIN
ChickLitArkamı dönmemle duvara dayanmış olan ve beni kurtarmak için dayak yemiş bulunan çocukla göz göze gelmem bir olmuştu. Çocuk hafiften sırıtırken dayanmış olduğu duvardan kendini çekti ve bir adım yaklaşıp konuşmaya başladı. "Güzel vuruyorsun." "Seni...