"Değişik bir nefret tarzın var. Ama bu şekilde birbirimizden nefret edeceksek... Bende senden nefret ediyorum" dediğinde Çağan, bakışlarımı ona çevirdim. O ise boş bir şekilde karşıdaki duvara bakıyordu sadece.
Ne demek istemişti? Ben onun zayıf olduğu bir anı görmemiştim ki. Acaba dövüldüğü günü mü söylüyordu? Yoksa dün geceyi mi? Annesinin ölümünden sonraki halini mi kast etmişti? Ahh kafam karışmıştı ama.
Çağan karşıdaki duvara bakmaya devam ederken sessiz çıkan sesimle konuşmaya başladım.
"Dün gece... Neden içiyordun Çağan?"
Sorduğum soruyla gözlerini duvardan çekip bana sabitlemişti. Kaşları yavaşça çatılırken,
"Sen... Dün?" diyerek konuşmaya çalıştı.
"Duydum" dediğimde ise çatılan kaşları normale dönmüştü. Biraz bekledikten sonra konuşmayı devam ettirdi.
"O zaman nedenini biliyorsun"
"Evet. Annen için... Üzüldüğümü söyleyemem. Anneni tanımıyordum. Ama tanışmak isterdim.'Başın sağ olsun' gibisinden saçma bir cümle de kurmayacağım. Sana bir yardımı dokunmayacak. Sevdiğin birisini kaybetmek nasıl bir duygu onu da bilmiyorum. O yüzden empati kurmak gibi bir şeye de kalkışmayacağım. Seni teselli etmek gibi bir amacım yok. Zaten beceremem de . Şuan tek yapabileceğim şey konuyu değiştirmek. O yüzden şimdi sana sormam gereken ve seninde cevaplaman gereken birkaç sorum var."
"Şanslısın. Umarım ileride değer verdiğin birini kaybetmezsin. Emin ol... Çok boktan bir duygu."
"O boktan duyguyu yaşamam için önce hayatıma değer verdiğim birileri girmeli."
"Yalnızmış gibi konuşuyorsun"
"Ben hep yalnızım"
"Sanırım ilk defa ortak bir yönümüz var"
"Sanırım"
"Pekala sorulara geçelim. Az çok soracağın şeyleri tahmin edebiliyorum ama benimde merak ettiğim bazı şeyler var. Eğer sen benim sorularımı yanıtlarsan, bende senin sorularını cevaplarım."
"Anlaştık"
"İlk olarak ailen nerede?"
"İstanbul"
"Sen neden burada kalıyorsun?"
"Sıra bende"
"Aaa... Peki"
"Baban nerede?"
"Hiç tanımadım - Sen neden burada kalıyorsun?"
"İstanbul'u sevmiyorum - Bugünkü adam. Adı Süheyl olan... Senden ne istiyor?"
"Patronuna borcum var. Borç aldığım adam da bunları gönderiyor piyon olarak. - Neden gök gürültüsünden korkuyorsun?"
"Fobin olması için bir neden gerekmez"
"Senin korkun tam olarak gök gürültüsü değil ama. Daha başka..."
"Küçük bir fobi Çağan!.."
"Pekala sinirlenmene gerek yok"
"Ne için borç aldın?"
"Annem... Kanserdi. Babam olmadığı için ona ben bakıyordum. Ameliyat olacaktı... Borç almak zorunda kaldım... - Eylül neden seninle kalıyor?"
"Bunu söyleyemem"
"O zaman başka soru. Berke'nin doğum gününde cevap vermediğin bir soru vardı..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ KADIN
ChickLitArkamı dönmemle duvara dayanmış olan ve beni kurtarmak için dayak yemiş bulunan çocukla göz göze gelmem bir olmuştu. Çocuk hafiften sırıtırken dayanmış olduğu duvardan kendini çekti ve bir adım yaklaşıp konuşmaya başladı. "Güzel vuruyorsun." "Seni...